"İşte o zaman görürsün hâk ile yeksan oluşunu!"
Hüthüt şu cevabı veriyor: "Çok basit! Vakıf arazisinden bir kuru dal getirir üzerine koyarım, buna da gücüm kuvvetim yeter..." Hüthüt Kuşu; kuşların bedenen en küçüğüymüş, neredeyse bir kelebek kadar hafif ve zarifmiş. Toplantıya geç kalıyor nedense. Süleyman aleyhisselâm hesaba çekiyor, niçin vaktinde gelmedin diye. O da üzülüyor. "Bak beni kızdırma, bu ihtişamlı tahtını, tacını başına yıkarım!" diye çıkışıyor. Bu meydan okumaya hayret ediyor zamanın Peygamberi. Bir tahtına bakıyor bir de bunu yıkacağını söyleyen kelebek kadar hafif kuşcağıza: "Bu işi nasıl yapacaksın? Bu cüssenle mi?" diye sorunca Hüthüt şu cevabı veriyor: "Çok basit! Vakıf arazisinden bir kuru dal getirir üzerine koyarım, buna da gücüm kuvvetim yeter. İşte o zaman görürsün hâk ile yeksan oluşunu!" Rahim abimize: "Vakıf malının ehemmiyetini anlatan bu hikâyeyi biliyorsunuzdur mutlaka. Tekrar olmasının mahzuru olmamıştır inşaallah efendim" diyerek son noktayı koyduğumda O da pek hislenmişti. Bu kıymetli hediyeyi, hususi kalemi Adnan beye hediye ettiğindeki sevincimi ise........
© Türkiye
