menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Musk’ın “Trump Takıntısı Sendromu”

20 1
08.06.2025

Amerikan siyasetinde kişilik çatışması gibi görünen her kriz, çoğu zaman daha derin bir yapısal fay hattına denk düşer. Donald Trump ile Elon Musk arasındaki son söz düellosu da yalnızca bir ego kapışması değil; Cumhuriyetçi cephedeki kimlik bunalımının görünür hâle gelmiş bir yansımasıdır. Trump, Musk’a “Trump Takıntısı Sendromu” teşhisi koyduğunda, bunu her zaman yaptığı gibi bir tür siyasi savunma refleksi olarak kullandı. Ancak bu kez hedef, sıradan bir medya figürü değil; Cumhuriyetçi genç kuşağa hitap eden, hem teknolojik hem ideolojik anlamda geleceği temsil ettiği varsayılan bir figür: Elon Musk. Peki bu kriz yalnızca iki güçlü figürün karşı karşıya gelişi mi, yoksa Washington’da daha geniş bir fay hattı mı kırılıyor? Trump’ın desteklediği One Big Beautiful Act adlı devasa harcama paketi, altyapı yatırımlarından sınır güvenliğine, geleneksel enerji projelerinden kırsal kalkınmaya kadar pek çok alanda büyük ölçekli kamu harcamasını öngörüyor. Ancak bu paket, ABD’nin önümüzdeki on yıl içinde yaklaşık 3,1 trilyon dolarlık yeni bir borç yükü altına girmesi anlamına geliyor. Musk, bu tasarıyı “iğrenç bir yağma” olarak nitelendirdi ve Cumhuriyetçi Parti’ye danışmanlık yaptığı enerji inovasyon kurulundan istifa etti. Bu istifa, partideki iki ana damar arasında derinleşen bir çatlağın sembolü oldu: Popülist-milliyetçi ekonomi anlayışı ile teknokratik-mühendis aklı. Trump, Musk’ı “çıldırmış bir sübvansiyon bağımlısı” olmakla suçlarken, aslında enerji politikaları üzerinden dolaylı bir mesaj da verdi: Trump yönetimi artık yeşil enerjiye........

© Türkiye