Seni sevmeyen ölsün!..
Trump’ın Ankara Büyükelçisi Barrack… Aynı zamanda da Suriye Özel temsilcisi. Bir ayağı burada, bir ayağı orada… Bir oraya bir buraya zırt pırt gidip geliyor. Her defasında birbiri ile çelişkili fikirler öne sürüyor… Şam’la bir türlü entegreye yanaşmayan; Suriye Demokratik Güçlerine "müttefikimiz" diyor… Bir bakıyorsunuz, "federasyon olabilir" diyor. Bir keresinde de hafif özerklikten bahsetti. Son verdiği demeçte de: SGD ve YPG kısaltmalarını kastederek: "Üç harfliler"in kendisinden nefret ettiği söyledi. Arkasından da ilave etti: "SDG ve YPG artık PKK ile ilişkili değil." Kısa bir hatırlatma yapalım konuyu netleştirmek için… Geçtiğimiz temmuz ayında Barrack ne demişti? Türk medya temsilcileriyle bir araya geldiği sohbette: "SDG, YPG’dir. YPG, PKK’nın bir türevidir." Şimdi hangi sözlerine inanalım? SDG öyle bir heterojen yapıya sahip ki; Kürt, Arap, Süryani, Ermeni var… Çeşitli silahlı grupların hâkimiyetinde. Türkiye için büyük tehdit oluşturan PKK’nın devamı YPG de işin içinde… Barrack kaotik ortamı sürekli tetikliyor. Ama bilerek ama bilmeyerek… Panoramik bakacak olursak… Ortaya çıkan tablo şu: Barrack ayrılıkçı gruplar başta olmak üzere… Merkezî yönetime de, bölge ülkelerine de Türkiye’ye de hiçbir şekilde güven vermiyor. *** Açıklamalarına mizahi yönden de bakabiliriz. Türk halkı "üç harfliler" deyince: Dinimizde bildirildiği gibi ‘Cin’leri hatırlar. Meşhur zincir süpermarketleri hatırlar. Bir de; “cin gibi” sözcüğünü........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d