menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aklı Terk Edenlerin Geri Çekilişi

10 0
04.04.2025

Her şey, Cizvitlerin örgütlü kilise yapılanmalarıyla başladı. Seçtikleri elit kadrolar üzerinden eğitimi, düşünceyi ve toplumu yeniden biçimlendirdiler. Bu bilinçli hamle, Batı’nın yükselişinin ve Doğu’nun çözülüşünün başlangıcıydı. 1700’lü yıllarda ulusçuluğun Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa’da ortaya çıkışı, tesadüf değildi. Bu zemin, çok önceden hazırlanmıştı.

Batı, aklı ve bilimi sahiplenerek ilerledi. Elitizmin bütün imkânlarını kullandılar, sorgulayan bir akıl inşa ettiler. Bilim ve düşünce, toplumsal yapının merkezine yerleşti. Oysa İslam dünyası aynı yüzyıllarda saldırılarla sarsılıyor, içeride ise mezhepsel ayrışmalarla zayıflıyordu. Din âlimleri arasında birlik yoktu; yazılan eserler birbirini çürütüyor, tutarsızlıklar bilginin güvenilirliğini sarsıyordu. Bu kargaşa, düşünsel çöküşü hızlandırdı.

Tasavvuf ve ilahiyat, bu gerilemede büyük rol oynadı. Akıl geri plana atıldı. Tasavvuf, dünyadan el çekmeyi, yoksulluğu ve teslimiyeti yüceltti. İlahiyat ise sorgulamayı değil itaati öğretti. Cemaatler, şeyhlerine körü körüne bağlandı. Din, bireysel aklın yerine otoritenin kurallarını koydu. Düşünce bastırıldı, bilim terk edildi. İslam, ne bilimle ne de felsefeyle uzlaşabildi.

Oysa Batı, önce kiliseyle hesaplaştı. Sonra bilimle, felsefeyle, sanatla ve ekonomiyle barıştı. Aydınlanma bunu sağladı. Birey düşünmeye başladı; toplum eleştirmeye başladı; sistem değişmeye başladı. Akıl, merkeze yerleşti. Bilim desteklendi. Sorgulama kutsandı. Bu yüzden Batı büyüdü.

İslam dünyası ise kendi içindeki sorunlara çözüm üretmek yerine aklı suçladı. Mezhep ayrışmalarıyla doğan........

© Turkish Forum