menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ne kadar acı ve zul bir manzara değil mi?

41 21
05.03.2025

Bir davaya adanmış ömrün sahibi olan Türk milliyetçiliğinin lideri Devlet Bahçeli, geçmişte yaptığı bir konuşmada kendi yaşamını şu sözlerle tarif ediyordu:

"Benim hayatım dümdüz bir ülkücü çizgidir, zikzak yoktur ki renkli olsun."

Kadirşinas her MHP’li ve Ülkücü, bu sözlerin hakkını teslim edecektir.

Türk milliyetçiliği ve Ülkücü Hareket davası, onun için nefes alıp vermek kadar doğal bir şuur ve inanç bağlılığıdır. 1967 yılında, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde öğrenci iken Ülkü Ocağı’nın kurucusu ve yöneticisi olarak görev aldığı günden bugüne, gecesini gündüzünü davasının başarılı olması adına hizmetle geçirmiştir. 1967 yılında başladığı ülkü yürüyüşü, 19 Nisan 1987’de yapılan MÇP Büyük Kurultayı’nda parti yönetimine seçilip Genel Sekreterlik görevine getirildiği günden bu yana, Başbuğ Türkeş’in yolunda “dümdüz ve zikzaksız bir ülkücü çizgi” ile şerefli, onurlu, inançlı ve kararlı adımlarla bugünlere ulaşmıştır.
Gözünü, gönlünü ve vizyonlu emeğini bu davadan bir an dahi ayırmamıştır. İşte bu yüzden her kadirşinas MHP’li ve Ülkücü, bugün ona "Ömrüne Bereket" duası etmektedir.

O tarihten günümüze kadar geçen sürecin her aşamasında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu kutlu davada emeği, izi, nefesi, göz nuru, hakkı ve fedakârlıkları var. Hangi güç yahut hangi vicdan bunu inkâr edebilir?

Bu davanın ocağında, sendikasında, derneğinde, vakfında, spor tesislerinde, huzurevinde, müzesinde, radyosunda, gazetesinde, televizyonunda, şehitler anıtında, üniversitesinde, akademisinde, okulunda, yardımlaşma kurumlarında, şehidinin ve gazisinin hakkını ve hukukunu koruyan, yaşatan Taşmedreseliler yapılanmasında ve dava içinde kurumsallaşmanın temellendirildiği daha birçok alanda onun vizyonlu, vefalı ve gelecek nesilleri düşünen liderliği zihinlere kazınmıştır.

Davaya ömür vermiş lider, yaklaşık 9 yıl önce dava arkadaşlarına şöyle sesleniyordu:

“Bilmiyorlardı ki, ömrümü verdiğim, 47 yılının her zerresinde bulunmaktan şeref ve onur duyduğum davamı dünyevi hiçbir menfaate değişmem, değişmedim.

Çünkü........

© Türkgün