menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Suriye’den bize ne?” Diyen CHP’nin alevi istismarı

57 1
11.03.2025

Bildiğiniz gibi, Türkiye’deki muhalefeti, yüzü görünmeyen bir ajans yönetiyor ve onların reflekslerini belirliyor. Ancak bu ajansın Türkiye’de mi yoksa yurt dışında mı konuşlandığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Ajansın yönlendirmesiyle yapılan açıklamalar ise, çoğu zaman noktasına ve virgülüne kadar birbirinin aynısı olmaktadır.

Ajans gölgesine dair geçmişten iki somut örnek vermek istiyorum:

Mansur Yavaş’a “HDP’yi de ziyaret edecek misiniz?” sorusu yöneltildiğinde, “Onu bilemiyorum, ajans karar verecek.” şeklinde yanıt vermesi…
Benzer şekilde, Meral Akşener’in “Bizden CHP, HDP ve Saadet Partisi ile yan yana gelmemiz ve Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermemiz istendi.” ifadesi…
Bu durum, muhalefetin üzerinde bir karar merci bulunduğunu açıkça gösteriyor. Üstelik bu sadece birkaç örnekten ibaret değil; benzer pek çok vaka sicillerinde mevcut.
Son olarak, malum ajansın devreye girdiği en güncel konu Suriye’deki gelişmeler olmuştur. Muhalefetin hem ajans tarafından yönlendirildiği hem de Suriye konusunda nasıl bir ikiyüzlülük sergilediği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Suriye meselesi, Türkiye’deki muhalefet için her zaman iki temel söylem etrafında şekillenmiştir: “Suriyelilerin bizim içimizde ne işi var?” ve “Bizim Suriye’nin içinde ne işimiz var?”
Özellikle CHP’nin başını çektiği muhalefet için “Beşar Esad devrilmesin, YPG’ye dokunulmasın” anlayışı adeta bir kural hâline gelmişti. CHP, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde Beşar Esad’a gönderdiği mektupta şu taahhütlerde bulunarak derdinin çok başka şeyler olduğunu ispatlamıştı.
“Erdoğan’ın günleri sayılı. Herhangi bir görüşme, seçimin geleceğini etkileyebilir.”
“Bizim iktidarımızda, Suriye yönetiminin tazminat dâhil bütün talepleri karşılanacak.”
“İdlib dâhil, Suriye topraklarındaki tüm Türk askerlerini çekeceğiz.”

***
Bu şekildeki tutarsız muhalefet, Lazkiye ve Tartus kentlerinde meydana gelen; İran, İsrail, Rusya ve ABD’nin arkasında etkili olduğu çatışmalarla birlikte, yine ajans yönlendirmesiyle sahneye çıktı.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli bölgedeki tehlikeli süreci şöyle özetlemişti:

“Bölgesel nitelikli kaos dinamikleri son derece etkin ve faaldir. Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde yaşanan kaygı verici çatışmalar yaygınlık emaresi göstermektedir. Dış bağlantılı etnik ve mezhebi provokasyonların, bir yanda ülkemiz, diğer yanda komşu ülkeler aleyhine kapsamlı olarak sipariş edildiği anlaşılmaktadır.”

Ancak ajans yönlendirmeli bu muhalefet, durumu bu şekilde değerlendiremiyor ve yaşanan olayları doğru şekilde algılayamıyor. Yaptıkları ise sadece istismar.

Bu gelişmeler karşısında muhalefet, “Nusayri (Alevi) istismarı” yaparak süreci farklı bir noktaya çekmeye çalışmaktadır. Suriye’de........

© Türkgün