menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gazze’nin Kıtlıktan Ölen Çocukları

6 0
yesterday

Gazze’de yıllardır aynı manzara… Bir annenin kucağında küçücük bir beden. Gözleri kapanmış, nefesi kesilmiş. Açlık ve susuzluktan tükenen ve ölen çocuklar, dünyanın vicdanına ağır bir yük gibi çöküyor.

Çocuk dediğin; kirlenmemiş kalbin, hesap tutmayan zihnin, kötülük bilmeyen ruhun adıdır. Onların saf bakışlarında, insanlığın hala umut taşıyabildiğini görürüz. Bir çocuğun gözyaşı, yalnızca bir annenin yüreğini değil; vicdanı olan her insanın kalbini sızlatmalıdır.

Bir çocuğu korumak, yalnızca anne-babanın değil; tüm toplumun, hatta tüm insanlığın sorumluluğudur. Çünkü çocuk yalnız kendi ailesinin değil; insanlığın ortak geleceğidir.

Vicdan sahibi bir insanın, bu manzaraya bakıp da içi yanmaması mümkün mü? Küçücük kolları incelmiş, gözlerinin feri sönmüş çocuklar… Onların ölümü yalnızca bir ölüm değil; insanlığın çürüyen vicdanının resmidir. Açlıktan ölen bir çocuğun ardından konuşacak sözümüz kalmamışsa, bütün siyasi cümleler, bütün diplomatik masalar, bütün “barış çağrıları” boştur.

Ne acıdır ki, Gazze’deki ölümlerin en büyük ortağı Batı’dır. Amerika ve Avrupa, her fırsatta “özgürlük”, “adalet” ve “insan hakları” nutukları atıyor. Ancak Gazze söz konusu olduğunda, Kur’ân-ı Kerîm’in ebedi ifadesi gözler önüne geliyor: “Onların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller........

© Türkgün