'Turpun büyüğü' operasyonu ve taşı delen su
İmamoğlu ile birlikte Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da Silivri’ye gönderildi. Aynı gün bu üç Belediye Başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınırken Şişli’ye kayyum olarak ilçe Kaymakamı atandı.
İmamoğlu’na ‘terör’ soruşturmasından tutuklama kararı çıkmadığı için yerine şimdilik kayyum atanmadı ancak tehlike geçmiş değil. Erdoğan’ın kayyum atamayarak geri adım attığını düşünmek için henüz erken. Ortalık sakinleşince ve direnç biraz tavsayınca bu durumun tersine dönebileceğini unutmamak gerekiyor.
İmamoğlu’nun gözaltı ve tutuklama kararı birkaç gün önce üniversite diplomasının iptali absürtlüğünü de geri plana itmiş oldu. Adamın alnının akıyla aldığı diplomayı bu konuda yetkisiz İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu iptal etti. Yani hukuksuz bir işlem ayrıca idare hukukuna aykırı usullerle yapıldı.
İktidar için en hayati mesele iktidarın (maliyeti halka ne olursa olsun) bir şekilde sürdürülmesi olunca, tüm planlar buna uygun yapılıyor. Zaten “bu kadar da olmaz artık” demeyi ne zaman bıraktığımızı onlar da biliyor.
Onlar için en kritik mesele halkın yoksulluğu, gençlerin gelecekten umutsuzluğu vb. halkın temel sıkıntıları değil tabi ki. Alarm zillerini çaldıran en büyük tehlikenin, gümbür gümbür gelen ve ilk seçimlerde Saray’ı ellerinden alacaklarını gördükleri İmamoğlu olduğunu fark ettiler. Böylesi akut bir tehdide karşı karar alırken ülke ekonomisini, bozulan bütçe disiplinini, toplumsal barışı vb.düşünecek değiller ya! Yok diplomanın iptali hukuk dışı derlermiş, yok yargının talimatla operasyon yaptığını söylerlermiş, kimin umurunda!...
Onların gerçeklikleri bu olunca, ne zamandır kurguladıkları planları uygulamaya koydular. Halkın CHP ön seçim sandıklarına akın edeceği 23 Mart’ta tutuklama kararının çıkartılacağı zaman ayarlı ‘turpun büyüğü’ operasyonunu 19 Mart’ta şafak baskını ile başlattılar. Bunu yaparken de kendi tabanlarını ikna için içerden hazırlanmış tümüyle uydurma enformasyonu kontrollerindeki medya araçlarından pompalamaya başladılar. Yapılanlar “hukuk işliyor” görünümlü bir şovdan başkası değildi elbette.
Saray’ın İmamoğlu’na karşı önce diploma iptali sonra da yargı üzerinden giriştiği sivil darbenin üç ana hedefe göre tasarlandığı söylenebilir. Ancak Saray’ın bu sivil darbeyi başlatırken yaptığı hesapların çarşıya tam olarak uymadığı, planların biraz şaştığı görülüyor. En azından muhalefet cephesindeki direncin bu kadar güçlü olacağını öngöremedikleri için bazı hesapları sonradan........
© Toplumsal
