Türkiye’nin bugünkü açmazı: Yok olan kültürel üretim
Hepimizin derdi Türkiye’nin içinde bulunduğumuz çıkmazdan kurtulması, öyle değil mi ? Nasıl kurtulacağız, bilemiyoruz.
Ama kesin bildiğimiz bir şey var : Kültürel üretimimiz öyle zayıfladı ki artık kalmadı diyebiliriz.
Yok olduğu için de ulusal özgüvenimiz çökmüş durumda.
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nde modernliğin temeline insanı koymuştu. Bu insani temel neydi peki ?
Fikir özgürlüğüydü, laiklik yani düşüncelerimizi özgür kılan mekândı. Eğitimle her birey kendini gerçekleştirebiliyordu. Kadın-erkek eşitliği diye bir şey vardı. Bizler vatandaşlığın ötesinde yurttaş olmanın, öyle davranmanın bilinciyle yetiştik. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiydi. Tüm bunlar biz bireylerin aklını kutsayan bir aydınlanma çizgisiydi.
Atatürk ülke ekonomisini inşa edecek olan modern insanı böyle göstermişti ve "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller"e güveniyordu.
Bu kültürel modernlik izlenirse ancak aydınlanma sürecek, ekonomik refah büyüyecekti.
Oysa başta CHP olmak üzere hangi siyasi parti kültürel üretim denen şeyi gerektiği biçimde savunuyor ?
Savunmuyorlar ; nasıl savunulması gerektiğini de ne umursuyorlar ne biliyorlar. Çünkü özgüvenleri yok.
Pakize Ana’nın adalet masası
Kültürel çöküşü kanıtlayan en çarpıcı örnek birkaç gün önce tanık olduğumuz "İstanbul Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Pakize Akbaba’nın İkinci Meclis önündeki Adalet Masası eylemiydi.
Pakize Ana’nın açılım konusuna ilişkin bu eylemi neredeyse Gezi Eylemi kadar ses verdi. Hatta onun gücünü gösterdi.
Nazım’ın "Davet" şiirini nasıl anımsamayalım !
Pakize Akbaba orada kurduğu masaya bir başına gelmişti ve "bir ağaç gibi tek ve hür" durdu. Üstelik tüm şehit analarını temsilen "bir orman gibi kardeşçesine" oradaydı.
İşte benim Türkiye Cumhuriyeti’nde artık olmadığını söylediğim üretim budur. Kültüreldir dolayısıyla ahlakidir.
X üzerinden "heykeli dikilecek kadınsın" demek asla bir iltifat değildir. Çünkü bir başına mücadele veren bu kadın "bu hasret bizim" diyen onurlu ve kültürlü bir kadın, bir şehit annesidir.
O masadan cumhurbaşkanına, baş muhalefetin başına, eleştirilerini dokunulmazlıklarının zirve noktası Meclis’te yapan kadın vekillere seslenmiş ve bu tutumlarını sürdürürlerse "Vatan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein