menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sıradan Kötülük, Liyakatsizlik ve Çalışmama Hali

9 7
23.03.2025

Bugün pek çok insan iş yerinde mutsuz. Sabah işe gidiyor, görevlerini yerine getiriyor ama akşam eve dönerken içinde bir boşluk hissediyor. Yaptığı işin ne kendisine ne başkalarına anlam kattığını düşünüyor. Bu sadece iş yoğunluğu değil; çok daha derin, sistematik bir sorun.

Filozof Hannah Arendt’in İnsanlık Durumu adlı eserinde yaptığı ayrımlar, bu sorunu anlamamıza yardımcı oluyor. Arendt, insan faaliyetlerini üçe ayırır: emek, iş ve eylem.

• Emek, sürekli tekrarlanan, kalıcılığı olmayan, yalnızca hayatta kalmak için yapılan faaliyetlerdir.

• İş, daha kalıcı ürünler ortaya koyma çabasıdır.

• Eylem ise özgürce düşünmek, konuşmak, birlikte hareket etmektir; insanı insan yapan şeydir.

Günümüz kurumlarında ise insanlar genellikle emeğin tekrarına sıkışıp kalıyor. Bitmek bilmeyen toplantılar, anlamsız raporlar, “yapmış olmak için” yapılan işler… Ne üreten var, ne gerçekten dünyada iz bırakan bir iş yapan. Üstelik liyakatsizlik ve vizyonsuzluk egemen olduğunda, ortaya çıkan sonuç daha da iç karartıcı oluyor. Yetkin olanlar değil, yakın olanlar ödüllendiriliyor; yaratıcı düşünenler değil, itaat edenler öne çıkıyor.

Burada Karl Marx’ın kendine yabancılaşma kavramı devreye giriyor.........

© Tigris Haber