Hakikaten Yankısı
Toplumsal hayat, çoğu zaman sessizlik üzerine kurulur. Bu sessizlik, her zaman huzurun değil, çoğunlukla bastırılmışlığın, korkunun ve uyum zorunluluğunun ürünüdür. Bir toplulukta, biri çıkıp da yüksek sesle haksızlığa uğrayanlar adına konuştuğunda bu sessizlik ansızın dağılır. O ana kadar susan kalabalık, birden canlanır. Kimi başını sallar, kimi bakışlarıyla onay verir, kimisi ise alkışlamaktan kendini alıkoyamaz.
Bu ani tepki sadece bir destek belirtisi değildir; bu, bastırılmış bir vicdanın kolektif olarak dile gelmesidir. Politik anlamda bu, görünmez bir hizalanmadır. Güçlü olanın karşısında değil, haksızlığa uğrayanın yanında saf tutmaktır. Ama bunu herkes dile getiremez. Çünkü her hakikatin bir bedeli vardır.
Böylesi çıkışların taşıdığı anlamı yalnızca ahlaki ya da insani kategorilere sıkıştırmak eksik olur. Bu olaylar aynı zamanda politik bir eylemdir. Çünkü haksızlık, bireysel olduğu kadar yapısaldır da. Bu yapısallık, sessizlikle beslenir. Biri bu sessizliği bozduğunda, aslında sadece adaletsizliği dillendirmez; düzenin kırılgan noktasına dokunur.
Axel Honneth’in tanınma kuramı burada güçlü bir çerçeve sunar. Honneth’e göre birey, ancak........
© Tigris Haber
