Teşekkürler Bingöl Üniversitesi
Başlıktaki gibi öncellikle Bingöl Üniversitesi’ne teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Teşekkürler Bingöl Üniversitesi böylesi güzel ve faydalı bir tesisi Bingöl ve çevre illere kazandırdığınız için.
Tüm ülkeyi saran yeni bir salgın beni de buldu. Hiçbir şeyim yokken aniden ateş, titreme, eklem ve kas ağrısı, geçmeyen bir öksürükle beraber boğaz ağrısıyla kâbus gibi bir hafta yaşadım. Tabii doktor, tahliller, ilaç, alternatif tıp derken kandaki enfeksiyon biraz düşünce hava değişikliği iyi gelir düşüncesiyle yola koyulduk Bingöl yaylalarına doğru. Öğretmen olan kızımın yoğun geçen bir yarıyıl molası olan sömestri tatilini Bingöl kaplıcalarında geçirme isteğine yok diyemedim. Aylar öncesinden rezervasyon yapmıştı zaten. Aslında aşinasıydım bölgenin. İlk hallerini bilirdim. Çünkü kırk yıl önce bu bölgede beş yıl çalışmışlığım var. Ama yıllardır hamam niyetine gelmemiştim buralara. Dolayısıyla yeniliklerden de haberdar değildim.
Yol boyu geçmişe gidip gidip geldim. Hizmet açısından içim rahattı. Elimden geldiğince iyi çalıştığıma dair vicdanen rahatım. Ama aile yaşamı olarak mahrumiyetten dolayı çok zorluklar çekmiştim. Bir bir film şeridi gibi geldi geçti gözlerimin önünden. Ovalar yerini yaylalar ve dağlara bırakırken Murat Vadisi ve şirin Genç ilçesi göründü. Karşı dağlara baktım iki yıl adeta cehennem hayatı yaşadığım Gümüşlü köyünü uzaktan görünce gayriihtiyarî gözlerim ellerimdeki yanık izlerine takıldı. Acemice tandır ekmeği pişirirken yanan ellerimin yerine bu kez de yüreğim sızladı adeta…
Bingöl’e girmeden çevre yolundan halk arasında germav/hemamlaron dedikleri kaplıcalara doğru saptık. Bingöl Erzurum karayolunun 20. Km’sinde yeni adıyla Ilıcalar beldesi eski adıyla kös köyüne vardık. Geçip gitmek olur muydu? Hemen girişte Çobantaşı’ndan Öğrencim Gıyasettin KOÇ’un Soğuk Çeşme Kavurma tesisleri bulunuyor. Oraya uğrayıp kısa bir mola sonrası yüz metre ötedeki........
© Tigris Haber
