menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KÜRTLER GÜNEŞ Mİ, RÜZGÂR MI OLMALI?

32 0
01.05.2025

Ali Haydar Üzülmez

Sözümüze, zamana direnmiş bir masalla başlayalım…

Masal, Lidya Kralı Krezüs’ün sarayından; Ama dili, Yunanlı bir kölenin—Ezop’un—dilidir.

Ezop ki, Anadolu’nun bilge yüreği, zihinlere ışık saçagilmiş…Bu ışıktan biz de nasiplenelim; Ezop’un bilgeliği, Kürt halkının derdine derman, yoluna fener olsun istedim.

Bu yazıyı da bu nedenle yazdım. İşte Ezop’un, anlam yüklü ve bize fener olacak o masalı:

Bir gün Güneş ile Rüzgâr, kimin daha güçlü olduğunu tartışır olmuş.

Rüzgâr demiş ki: “Şu yaşlı adamı görüyor musun?

Onun paltosunu senden önce çıkaracağım!”

Ve esmiş Rüzgâr, tüm hiddetiyle, kasırga gibi…

Ne zaman estiyse, adam paltosuna daha bir sarılmış.

Soğukla, şiddetle, korkuyla mücadele etmiş; ama paltosunu çıkarmamış.

Sonra Güneş, nazikçe bulutlardan süzülmüş. Işığını esirgememiş, gülümsemiş gökten yeryüzüne…

İhtiyar adam terlemiş, alnını silmiş ve usulca çıkarmış paltosunu.

Güneş dönüp Rüzgâr’a demiş ki:

“Şiddet değil, nezaket galip gelir. Bunu unutma!”

Ve şimdi, ey Kürt siyasetçi ve aydınları…

Sonsuz zamanın içinden süzülüp gelen bu hikâyede kendinize şu soruyu sormalısınız:

Güneş mi olmalıyız, Rüzgâr mı?

26 Nisan Cumartesi günü, Kürtlerin tarihinde bir dönüm noktası........

© Tigris Haber