Kuzey Kore Düşünsün
Otoriter rejim sarmalından söz etmiştim. Döne döne yükselen bir totaliterlik. Kendi kendini besleyen bir hukuksuzluk süreci…
Doğada kendi kendini besleyen süreçlere pek rastlamazsınız. Çünkü bunlar bir patlamayla son bulur; kendi kendilerini yok eder. O yüzden ortada bulamazsınız. Patlamış ve yok olmuşlardır. Diktatörlükler de öyle mi? Otoriter, gittikçe daha otoriter olmak zorunda kalıp sonunda patlıyor mu? Benzetmeleri makul ölçüden daha ileriye götürmek doğru değildir. Kuzey Kore’de bir patlama emaresi görüyor musunuz? Saddam, dış müdahale olmasaydı kendi kendine yok olur muydu?
Kendi kendini besleyen süreçler bir sınıra çarpıp sönümlenebilir. Fakat öyle bir kritik nokta vardır ki o aşılınca artık geri dönüş yoktur. Toplum olaylarına fizikten örnek vermek hoşuma gidiyor. Mesleğim icabı. Siz de bana tahammül gösterin ve bir benzetme daha yapmama izin verin.
Bir yük gemisi, dökme buğday taşıyor. Dökme, yani buğday çuvallara falan konulmadan geminin ambarına boca edilivermiş. Bir fırtına çıkar ve gemi sağa, sola yalpalar. Bir yalpalamada, ambardaki buğday sağa doğru akmış. Şimdi gemi de hafif sağa yatacaktır. Bir dalga daha. Zaten sağa yattığı için yükü yine yattığı tarafa doğru akar. Yükü sağa aktığı için biraz daha yatar… Bir daha, bir daha. 10 derece, 20 derece, 30 derece. Küreklerle mi olur, kepçeyle mi. Gemiyi kurtarmak için tayfalar hızla sağdaki yükü sola çekmeye çalışır. Fakat öyle bir eğim vardır ki o aşılırsa artık kurtuluş mümkün değildir. Sağa yatan geminin yükü sağa kayacak, yük sağa kaydığı için gemi daha da sağa yatacak, sağa yattığı için… Derken alabora. Bu sondur.
Kimyada bazı reaksiyonlar........
© tarihistan.org
