menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DÜŞMENİN FELSEFESİ

19 0
11.11.2025

DÜŞMENİN FELSEFESİ

Kalabalık bir ortamda, meslektaşlarımızla kahvaltıdaydık. Oturduğum sandalyenin yaslandığım kısmı aniden kırılınca arkaya doğru düştüm. Ani bir şaşkınlık yaşadım. Arkadaşlar da şaşırdı ve geçmiş olsun diyerek beni kaldırdılar. Bu olay, “düşme” üzerine düşünmemi sağladı.

Halk arasında “Düşmez kalkmaz bir Allah” denir. Yani düşmek Allah’ın dışındaki tüm varlıklara özgü. İnsan, hayvan, ağaç, kaya hepsi de düşebilir. Düşme olgusu karşısında tavrımız ne ve nasıl olmalı?

Fransız düşünür ve yazar Albert Camus’un “Düşüş” adlı bir romanı var. Roman kahramanı, oldukça bencil ve duyarsız bir avukat. Yaklaşık yüz sayfalık roman, avukatın monoloğundan ibaret. Birisiyle konuşuyor gibi, cevaplar veriyor, ama o “birisi” romanda yok. Avukatın konuşmalarından olay örgüsünü çözmeye çalışıyoruz ama pek de kolay olmuyor. Yani demem o ki, yüz sayfalık roman beş yüz sayfadan daha ağır. Paris’te yaşayan avukat, bir köprü üzerinden geçerken, yanından geçen bir kadının köprüden atlayacakmış gibi duran halinden hiç etkilenmez. Kadının yanından geçip gider, kadının suya atladığı sesten anlaşılır, ama adam arkasına dönüp bakmaz bile.

Albert Camus’nun eserlerinde yabancılaşma konusu yoğunluklu olarak işlenir. “Düşüş” romanında da avukatın topluma yabancılaşması anlatılmaya çalışılıyor. Kadın köprüden düşüyor ya da atlıyor, ama........

© tarihistan.org