menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Merhamet ve medyatik yansımaları

14 11
29.07.2025

Diğer

29 Temmuz 2025

Merhamet, Franz von Stuck (1891)

Merhamet: Acıma duygusu… Canilik: Acıma duygusundan yoksun olma… İşte insanlığın en derin yarılma hali… Merhametin insani değerlerin özünde yer alan ve bunun sadece bir acıma hissi olmadığı aynı zamanda bir iyilik yapma arzusu olduğu bilinir. Diğer yandan acımasızlık, canice insan hayatını hiçe sayma yine bir insan hali olarak karşımızda duruyor. İnsanlığın yeryüzündeki bildiğimiz geçmişi -medeniyetler öncesi ve sonrası- merhametten fazla acımasızlığın örnekleriyle dolu. Dinler insanın bu acımasızlığını dindirmek üzere kurgulanmış anlatılardan oluşmaz mı? Peygamberlere göre tanrı merhametliydi ve insanlığı merhamete çağırarak zalimliğin önüne geçebilirdi.

Tarihsel olaylar işlerin böyle yürümediğini, hatta dinler, inançlar ve tanrı uğruna akıl almaz zalimliklerin yaşandığını bize gösteriyor. Bugün ise anlamsız ve gereksiz savaşlarda sergilenen her türlü zalimliği ellerimizdeki küçük ekranlardan izlerken bir gerçekliğe mi yoksa bir kurguya mı tanıklık ettiğimizin algı karmaşasıyla duygularımızı bile tam olarak dışa vuramıyoruz. Çünkü böylesi bir hunharlığın ve merhamet yoksunluğunun gerçek olabileceğine inanmak istemiyoruz

İçinde yaşadığımız bu dijital çağda merhametin hangi duyarlık ayarında sönümlendiğini anlamaya çalışmak insanı vicdani bir muhasebeye sürüklüyor. Biz gerçekten acıma duygularımızı kullanabilecek kadar insan kalabildik mi yoksa moralist bir etik ve ahlak gereği ne kadar vicdanlı olduğumuzu göstermek daha mı önemli? Merhametin ne kadarıyla insanız biz?

Vicdanın, düşüncenin ve insanlık halinin bir gereği olarak derinlikli bir sorgulama içinde olmak çoğu zaman insanı karamsarlığa taşır. Bu sorgulama aslında........

© T24