menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Karamsarlık umut beslemekten iyidir

17 1
05.08.2025

Diğer

05 Ağustos 2025

Duygusal ve merhametli insanlar üstesinden gelinemeyen kötülükler ve acımasızlıklar karşısında karamsar oluyorlar... Karamsarlığı olumsuz bir duygu hali değil de erdeme bir çağrı olarak görüyorum... Karamsarlık çoğu zaman olumsuz, edilgen, hatta “yıkıcı” bir ruh hali olarak görülür. Özellikle duyarlı, merhametli, vicdan sahibi insanlar için karamsarlık bir çöküş değil; bir uyanış, bir yüzleşme ve derin bir ahlaki sezgi olabilir.

Gerçek karamsarlık, dünyanın kötü olmasından değil; insanın iyi olma potansiyelinin bu kötülükler karşısında yetersiz kalmasından doğar. Bu bir tür varoluşsal hayal kırıklığıdır ve bu hayal kırıklığı, bazen umutlu olmaktan daha dürüst bir tepkidir. Ayrıca karamsarlık, burada bir çağrıya dönüşür: Yüz çevirmek yerine bakmayı, kabullenmek yerine sorgulamayı, sessizlik yerine tanıklık etmeyi seçenlerin duygusudur. Karamsarlık, merhametin yorgun hali değil; hakikatin acısını taşıyan bir bilinç halidir. Belki de bu yüzden en merhametli insanlar, en kırılgan olanlardır. Çünkü onlar acıya duyarsızlaşmayı seçemezler. Ama işte tam da bu yüzden en çok “uyanık kalanlar” da onlardır.

İyicil duyguların göstergesi olarak “umutsuz olma!” telkini yapılır. Daha iyi günler göreceğimizin ikna çabası gibi görünen bu telkin aynı zamanda değişim iştahını tetikleyen duyguları da köreltmez mı? Beklenti halinde olmak demek beklentide olduğumuzla ilgili bir uyarılma dürtüsüne ihtiyacımız var demektir. Bu da yaşam içinde hangi konumda kendimize işlev belirlediğimizi gösterir. Umut, her moralist kişinin kullandığı kanaatkâr bir mazerettir; işlevsizliği masum bir “elden ne gelir” mazeretine havale etmektir.

Elden bir şey gelmeyince senden daha........

© T24