menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AKP’de “turnusol” operasyonlar!

255 6
19.08.2025

Diğer

19 Ağustos 2025

Avukatlar Mücahit Birinci, Cem Duman ve Rezan Epözdemir

Kimyanın en önemli ayraçlarından turnusol kâğıdının kullanılmasına benzer sonuçların ortaya çıktığı günlerden geçiyoruz ülkece.

Turnusol kâğıdının tek özelliği; içeriği bilinmeyen çözeltiye uygulandığında, kimyasal sıvının baz mı yoksa asit mi olduğunu yüzde 100 oranında netleştirmesi. Bu nedenle, basit ama son derece kıymetli bir bilimsel aparat.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik başlatılan adli yargı operasyonlarında bugün gelinen nokta, işte turnusol kâğıdı misali sonuçları gün ışığına çıkartıyor.

İBB operasyonlarının dışındaki Avukat Mehmet Yıldırım ve Avukat Rezan Epözdemir ile organize suç örgütü lideri olduğu iddiası devletin kayıtlarında yer alan Selahattin Yılmaz’ın gözaltına alınmasını, turnusol kâğıdı sisteminden ayrı tutmak doğru olmaz.

AKP’li siyasetçi ve Avukat Mücahit Birinci’nin yaşadıkları da yine aynı sürecin köşe taşlarından.

Belki Epözdemir ile Yıldırım’ın gözaltına alınması AKP’deki süreci daha da etkin hâle getirdi.

Dalgalar halinde devam eden CHP’lilere yönelik operasyonların yanı sıra son iki haftada yargı – devlet – iktidar hattında patlak veren skandalvari gelişmeler AKP’yi sarstı.

Yaşananların merkezinde “Sadece AKP var” demek doğru mu bilemiyorum. Aslında “Cumhur İttifakı” şeklinde nitelemek daha doğru olacak sanırım.

Zira her üç soruşturmanın; AKP’de oluşturduğu rahatsızlık ve hoşnutsuzluğun benzerini MHP Genel Merkezi’nde de yarattığı kimi kaynaklarca ifade ediliyor.

Süreci, AKP’nin kendi içindeki kaynamalar ve AKP – MHP arasında “aba altından sopa gösterme” atakları şeklinde ayrı ayrı değerlendirmenin, yaşananların daha rahat anlaşılmasını sağlayacağını düşündüm.

Önce AKP içinden başlayayım. Özellikle Avukat Yıldırım ve Avukat Epözdemir’in adli soruşturmaya alınması; parti tabanı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yakın çevresi” arasında bir süredir yaşanan ancak seslendirilemeyip saklanan krizi ortaya çıkardı. Parti içindeki siyasiler, bu tabloyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’la mesai yürüten siyasetçi / bürokrat / danışman grubuna karşı bir kazanım elde etti.

Bu noktada bir parantez açayım.

Parti tabanı ile Erdoğan’ın yakın ekibindeki bazı isimler arasındaki problem yeni değil. Bilhassa İstanbul Adliyesi’ndeki görev değişimi sonrasında oluşan yeni güç tablosu, ekipler arasındaki savaşın kaynağı oldu.

Adliyedeki değişim sonrasında kulislere yansıyan iddialara göre, “Antepli avukatlar” olarak tanımlanan grup başsavcılık yönetimiyle sorun yaşamaya başladı.

Bunun üzerine, Ankara’da yargı camiasında tanınan, hatta hakkında “Ankara Adliyesi’nin sivil başsavcı vekili” tanımlaması yapılan bir avukatın, İstanbul Adliyesi’ndeki değişimden sonra kente giderek faaliyete geçmesi dikkatlerden kaçmadı.

İddialar bu kadarla sınırlı değil elbette. İstanbul Adliyesi yönetimi, yeni çalışma sisteminde tercihlerini farklı yönde kullanınca, işler daha da kızıştı.

Bir yandan İBB soruşturmaları devam ederken, diğer yanda ise yargı merkezli AKP içinde sıkıntı baş gösterdi.

Başsavcılıktan gerekli desteği bulamayan Antepli avukatlar, iddialara göre farklı bir kanal açarak savcılık üzerinde etkin hale gelmeye başladı.

İşte bunlardan bir tanesi Avukat Rezan Epözdemir dosyası oldu.

İddiaya göre, Epözdemir ile ilgili dosyaya MİT destek verdi.........

© T24