menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

30 Ağustos’taki mezuniyet töreninden önce Kara Harp Okulu’nda nasıl bir tablo vardı?

108 21
05.02.2025

Diğer

05 Şubat 2025

Mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin sonrasında beş teğmen ve üç sicil amirinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilmesiyle sonuçlanan süreç daha epeyce gündemde kalacak görünüyor.

Teğmenlerden dönem birincisi Ebru Eroğlu hakkındaki Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Yüksek Disiplin Kurulu’nun (YDK) ihraç kararını T24’ten Sibel Yükler haberleştirdi.

YDK Başkanı Korgeneral başta olmak üzere bir tuğgeneral ve iki albayın şerh düştüğü ihraç kararını, TSK komuta kademesinin bakış açısını görmek amacıyla okumakta fayda var.

Büyüteç’te dün bu konuda Kara Harp Okulu’nun (KHO) yönetiminden sorumlu Milli Savunma Üniversitesi yönetiminin kılıçlı yemin konusundaki idari soruşturma raporunu aktardım.

Bugün devam yazısının konusu ise; 30 Ağustos 2024 tarihinden önceki günlerde Kara Harp Okulu’nda nasıl bir atmosfer vardı? Okulda öğrenciler ile sivil/askeri yöneticiler arasında ast/üst ilişkileri nasıldı? İşler yolunda mıydı? Bunu aktaracağım.

Bilindiği üzere KHO, TSK’nın lokomotifi olarak kara gücüne subay yetiştiren eğitim kurumu. Mezun olan teğmenler, KHO’daki eğitimleri sırasındaki seçtikleri askeri branşlarda mezuniyeti takip eden sınıf okulu eğitimini tamamlayıp TSK’nın kara gücünde iş başı yapıyor.

KHO, her ne kadar sivil yönetim çerçevesinde Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı olsa da, okulda yaşanan kılıçlı yemin olayı, KKK Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nca (EDOK) soruşturuldu.

Sürecin aydınlatılması amacıyla EDOK’tan iki ayrı soruşturma heyeti görevlendirildi. İlk heyet, beş kişilikti ve 19 Eylül 2024 tarihli görev onayı ile soruşturma yürüttü. Bu heyet, aralarında Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen Talip İzzet Akarsu’nun yer aldığı 19 teğmeni soruşturdu. Heyetin hazırladığı 40 sayfalık rapor, 13 Kasım 2024 günü EDOK Komutanı Korgeneral Zorlu Topaloğlu’na sunuldu.

EDOK’tan ikinci heyet ise, 14 Kasım 2024 günü görevlendirildi. Bu heyet, üç kişiden oluştu. Heyet, Teğmenler Serhat Gündar, Deniz Demirtaş ve Batuhan Gazi Kılıç hakkında 8 sayfalık disiplin raporu hazırladı. Bu rapor da, iki günlük çalışma sonunda 16 Kasım günü yine EDOK Komutanı Korgeneral Topaloğlu’na sunuldu. Topaloğlu’nun, 10 Kasım 2023’te Tuzla Piyade Okulu’ndaki Atatürk’ü Anma Töreni sırasında teğmenler arasında Atatürk’ün resminin yakaya takılması konusunda yaşanan tartışmayla ilgili görev yapan disiplin heyetinin başı olduğunu hatırlatayım.

İkinci raporda yer alan üç teğmen, MSÜ’nün süreçte sonradan tespit ettiği 53 subay içinde yer aldı. Bu subaylardan 51’i, 2024 mezunu teğmenler.

Dolayısıyla kılıçlı yemin olayıyla ilgili toplam 70 teğmenin bilgisine başvuruldu, tespitler sonucunda beşi ihraç edildi.

İhraç edilen teğmenlerin hakkında verilen YDK kararı idari yargıya götürülecek kuşkusuz.

EDOK Komutanı Korgeneral Topaloğlu’na sunulan toplam 48 sayfalık iki rapor, 30 Ağustos 2024 gününden önce KHO’da nasıl bir atmosfer olduğunu ortaya koydu. Öğrencilerle okul yöneticilerinin arasındaki ilişkilerin ve iletişimin hangi çerçevede veya şekilde yürütüldüğünü gün ışığına çıkardı.

Fakat, kılıçlı yemin konusundan bağımsız olarak, “TSK’nın en büyük askeri gücüne subay yetiştiren okulun içinde bulunduğu durumun da önümüzdeki dönemde tartışılması gerekecek” kanımca.

Şimdi, ihraç edilen teğmenlerden Talip İzzet Akarsu’nun soruşturma heyetine verdiği ifadede yer alan bilgilerden özet aktarayım. Akarsu, aynı zamanda öğrenci alay kıdemlisi konumunda. O nedenle verdiği bilgiler önemli:

“(…) Tören provalarının başlaması sonrası, tören yönetmeliğinde yemin üzerindeki değişiklik üzerine arkadaşlar, bu metnin tekrardan değiştirilmesinin teklifi yönünde bana telkinlerde bulundular. Ben de bunun üzerine sıralı amirlerine silsileyi atlamaksızın gerekli tekliflerde bulunmak için kendileriyle görüştüm. Sonraki süreçte, taburdaki arkadaşlarım bu konu üzerinde daha da ısrar ettiler. Bu ısrarın nedeni benim de katıldığım, okulun kültür ve geleneklerinde süregelen değişiklikler ve özellikle Kurucu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini ve değerini hafızalardan silmeye yönelik değişiklikler olduğunu düşünüyorum.

Atatürk ile özdeşleşmiş marşların (İzmir Marşı, Biz Atatürk Gençleriyiz Marşı, 10. Yıl Marşı gibi) ve yürüyüş kararlarının (En büyük Türk Atatürk, Sarı Saçlı Mavi Gözlü gibi) yasaklanması bizi derinden üzen ve hayal kırıklığına uğratan olayların başında gelmektedir. Bu olaylar Eski Okul Komutanımız Korgeneral Gültekin Yaralı döneminde olan olaylardan sadece birisidir.

Ayrıca bazı........

© T24