menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Piazzolla’nın tek öğrencisi Marcelo Nisinman, topluluğuyla ilk kez İstanbul’da: Tango, çalınan ve dans edilen hüzünlü bir duygudur

22 18
08.05.2025

Diğer

Konuk Yazar

08 Mayıs 2025

Astor Piazzolla’nın tek öğrencisi olarak kabul edilen Arjantinli besteci ve bandoneon ustası Marcelo Nisinman’ın öncülüğünde kurulan Chamber Jam Contemporary Tango Quintet, klasik tangonun sınırlarını çağdaş müzikle yeniden çiziyor. Her biri kendi müzik geleneğiyle gelen bu beş usta -Daniel Rowland, Natacha Kudritskaya, Alberto Mesirca, Zoran Marković ve Nisinman- tangoyu icra etmekle kalmıyorlar; içinden geçiyor, dönüştürüyor ve konuşturuyorlar.

Kimi zaman ateşli, kimi zaman kırılgan ama her zaman sahici… Bu topluluk, Piazzolla’nın mirasını bir nostalji nesnesi olarak değil; yaşayan, devinen ve zamanla konuşan bir dil olarak ele alıyor. Üstelik bunu yaparken yalnızca notalarla değil, kişisel anlatılarla, paylaşılan sahne elektriğiyle ve ortak hafızaya dönüşen duygularla ilerliyor.

Chamber Jam Contemporary Tango Quintet İstanbul’daki ilk konseriyle 10 Mayıs Cumartesi akşamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluşacak. Öncesinde Marcelo Nisinman ve topluluk üyeleriyle yazıştık.

- Chamber Jam Contemporary Tango Quintet’in kuruluş hikâyesini bizimle paylaşır mısınız? Farklı beş ülkeden gelen müzisyenlerin kültürel çeşitliliği müziğinize nasıl yansıyor?

Marcelo Nisinman: Her şey doğal bir şekilde gelişti. Farklı konser salonlarında çaldık; bazen beşimiz bir arada, bazen ikili ya da üçlü gruplar hâlinde… Müzik —ve tango da bu müziğin bir parçası :)— tıpkı sanat gibi, hepimizin ortak dili. Evet, beşimiz de farklı kültürlerden geliyoruz, ama bence tam da bu çeşitlilik hayatı zenginleştiren şey. Elbette sahne dışında her birimiz kendi kökenlerimizin izini taşıyoruz. Ama bizi birleştiren şey müzik ve özellikle de tango. Çünkü tango da bizim gibi, çok sayıda kültürün bir araya gelmesiyle oluşmuş bir müzik… Bazen tek bir şehirden, bazen Río de la Plata bölgesindeki birkaç şehirden çıkmış, ama her zaman aynı sahnede buluşmuş bir sentez.

- Astor Piazzolla’nın hayattayken kabul ettiği tek öğrenci olduğunuz söyleniyor. Bu sizin için anlamı nedir? Piazzolla’nın müziğinizdeki etkisinden bahseder misiniz?

Marcelo Nisinman: Umarım bu durum iyi bir şeye vesile olmuştur. Aslına bakarsanız, o benim öğretmenimden çok sanatsal akıl hocamdı. Ama elinden geldiğince benimle ilgilendi. Buenos Aires’teki ilk kompozisyon öğretmenimi o aradı ve bu sayede Paul Hindemith’in öğrencisi olan Guillermo Graetzer ile çalışmaya başladım.Umarım Piazzolla’nın etkisi, en azından Buenos Aires’te biraz muhafazakârlaşmaya meyilli olan bu müzikte, gerekli riskleri almam için bana cesaret vermiştir.

Sonrasında herkes kendi yolunu çizer; herkesin kendi bağlamı vardır... Ben sadece ona bir mektup yazdım. Onunla 17 yaşımda tanıştım. Geri kalan her şey büyük ölçüde onun sayesinde oldu — ve belki biraz da bize rağmen.

- Jorge Luis Borges “Tango bir düşünme biçimidir” demiş. Sizin için tango bir duygu mu, bir kalp kırıklığı mı, bir isyan mı — yoksa bambaşka bir şey mi? Tangonun sizin için anlamı nedir?

Marcelo Nisinman: Borges yine tam isabet etmiş! Şair Discepolo’dan bir alıntı yapayım: “Tango, dans edilen hüzünlü bir duygudur” — ben de ekleyeyim, aynı zamanda çalınan bir duygudur. Benim için tango, doğduğum şehir; büyüdüğüm yer. Tangonun insana hissettirdiği her şeyin gerçekten yaşandığı o şehir... hiç uyumayan şehir. Şimdi artık uyumayan benim, ama Buenos Aires elimde değil. Yine de pişman değilim; tango da, Buenos Aires de hep kalbimde.

- Tango geleneksel olarak........

© T24