menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin istatistik tarihçesi: Kurumlarından eğitimine dünü ve bugünü

12 0
27.04.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

27 Nisan 2025

Bu hafta bu köşenin genel akışından farklı bir yazı yazacağım. Kendime verdiğim yetkiye dayanarak, kendime ve meslektaşlarıma “torpil” geçeceğim. 25 Nisan günü, Türkiye’de İstatistik günü olarak kutlanıyor. Ben de bir istatistikçi olarak, günümüzü Türkiye’deki istatistik örgütlenmesi ve eğitiminin tarihini ve bugününü yazarak kutlayacağım. (Bu konuda daha önce kendi blog sayfama yazdığım bir yazıyı biraz revize edeceğim aslında. :) )

Etimolojik açıdan Latince’de, İtalyanca’da veya Almanca’da “devlet” anlamına gelen “Status”, “Statista” veya “Statistik” kelimelerinden türediği düşünülen ve “devlete faydası olan bilgi” anlamına gelen İstatistik ilk olarak 18. yy’ın ortalarında Alman Ekonomist, istatistiğin babası olarak da adlandırılıyor, Gottfried Achenwall tarafından kullanıldı. Her ne kadar bu terimin kullanılması görece yakın bir zamana düşse de, dünya tarihinde istatistiksel olarak adlandırılabilecek faaliyetlerin tarihi çok daha eskilere dayanıyor elbette.

Her ne kadar ülkemizdeki popülaritesi son 10–15 yılda artmış olsa da bu topraklarda istatistiksel faaliyetlerin tarihi de dünya tarihine paralel oldukça eski. Sultan Osman zamanında tarım arazileri ile ilgili bilgi edinmek amacıyla yapılan ilk sayımlar tarihimizin bilinen ilk istatistiksel eylemleri olarak gösteriliyor.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1518–1566) istatistik teşkilatlanmasına dair girişimlerde bulunulsa da, 1874 yılında İstanbul’da açılacak olan İstatistik İdaresi’ne kadar Sultan Abdülmecit devrinde (1841) tarihinde yayınlanmış olan ve ilk istatistiki yayın olarak kabul edilebilecek devlet salnamesi haricinde kayda değer bir adım atılmadığı görülüyor.

1874 yılında İstanbul’da ilk defa bir İstatistik Dairesi açılırken, bu dairenin başına bir Rus bir yetkili getiriliyor. Ancak, bu dairenin ömrü ne yazık ki Ruslarla çıkan bir savaş üzerine 3 yıl sürüyor ve 1877'de kapatılıyor.

Bu gelişmenin ardından ise 1878 yılında ilk defa Mülkiye Mektebi’nde istatistik dersleri verilmeye başlıyor. 1881'de ise vilâyet, liva ve kaza merkezlerinde birer istatistik komisyonu ve ticaret bakanlığında bir istatistik görevlisi olmasına dair bir kanun yayınlansa da bu süreçte personel sıkıntısından dolayı tüm bölgelere gerekli uzmanların gönderilemediği anlaşılıyor.

Bu adımı 1892'de Eğitim Bakanlığı’nda kurulan İstatistik Dairesi takip ederken, Meşrutiyet döneminde her bakanlığın birer İstatistik Dairesi olduğu kayıtlarda yer alıyor.

Türkiye’de İstatistik teşkilatlanması 1. Dünya Savaşı yıllarında da devam etmiştir. 1917 senesinde “İstatistik Müdüriyeti Umumiyesi” adı altında 7 kişilik bir personele sahip bir müdüriyet kurulsa da bu kurumun ömrü ne yazık ki sadece 1 sene sürüyor. [2]

Cumhuriyetin ilanından sonra ise 1926’da başbakanlığa bağlı kurulan Merkezi İstatistik........

© T24