menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aşırı sağın yükselişi ve 21. yüzyıl faşizmi (2): Neo-liberalizm ve faşizm aynı karede

19 0
01.03.2025

Diğer

01 Mart 2025

Çizgi: Financial Times

“21. Yüzyıl Faşizmi” ya da “Yeni Faşizm” kavramı, dünyada da kapitalist sistem ve kapitalist devletteki değişiklikleri analiz etmede kullanılan ve Türkiye’deki aşırı sağın yönelimini (etnik milliyetçi ve siyasal İslamcı) tanımlayabilecek niteliklere sahip bir kavram.

Böyle bir faşizm, “parlamento ve yerel yönetim seçimlerine izin verildiği, parlamentonun etkisiz de olsa açık tutulduğu, işçi sendikaları, sivil toplum örgütleri ve siyasal partilerin biçimsel de olsa faaliyetlerine göz yumulduğu (böylece rejimin meşruiyetinin sağlandığı), ancak her an kayyum atanacağı endişesinin canlı tutulduğu, diğer taraftan anayasanın yargı eliyle yapılan darbelerle askıya alındığı ve burjuva hukukunun en temel ilkelerinin dahi uygulanmadığı bir devlet biçimi” olarak tanımlanıyor. (1)

Böyle bir faşizmin kök salması için bir koşulun gerçekleşmesi şart (yeterli olmasa da): “Faşist liderler sadece kanunları çiğnemekle yetinmemeli, demokrasiyi de otoriter bir terör ile yer değiştirmelidirler.”

Bu bağlamda faşist ve pro-faşist aşırı sağcı liderlerin/hükümetlerin ortak iki önemli özelliği var: Kendilerini sınırlaması beklenen kanunları takmazlar ve ezilen kimlikleri baskı altında tutabilmek için yeni ve genelde de anayasaya aykırı kanunları gündeme getirirler.

Özetle, “cezasızlık kültürü” faşizmin inşasında oldukça önemlidir: “Durdurabilirsen durdur beni” mottosu (2) örneğin Türkiye’de geçerli bir motto olarak varlığını sürdürüyor. Cezasızlığın normalleşmesi yeni faşist rejime gidiş için atılan en önemli adımlardan birini oluşturuyor.

1990’lardan itibaren kapitalizme damgasını vuran ve giderek daha da kökleşen neo-liberalizm, kapitalizmin çoklu krizlerinin neden olduğu sorunlara karşı toplumsal olarak kabul edilebilir çözümler üretemiyor.

Topluma sunabileceği şeyler daha ziyade; kemer sıkma, ekonomik durgunluk ve işsizlik, yüksek enflasyon yüzünden yaşam düzeylerinin düşmesi, artan eşitsizlikler, ağır vergileme, mülksüzleştirme ve yoksullaştırma, işçi eylemlerine ve herhangi bir toplumsal meydan okuma ya da halkçı alternatife karşı devletin daha da sertleşmesi gibi emekçilere ödettirilen ekonomik ve siyasal faturalardan oluşuyor.

Bu yüzden de neo-liberalizm altında otoriter iktidarlar, oligarşiler yasaları ve anayasayı çiğneyerek ve aldıkları sermaye yanlısı ekonomik ve anti-sosyal önlemlerle faşizmin kurumsallaşmasına zemin hazırlıyorlar.

Kısaca aşırı sağcı-faşist hareketlerde liderler kritik öneme sahip olsalar da toplumsal ve ekonomik koşullar bu liderlerin yükselmesi için gerekli fırsatları yaratıyor. Bu noktada neo-liberalizm ve küreselleşmenin aşırı sağ hareketlerin ortaya çıkmasında oynadığı rol çok önemlidir.

Neo-liberal politikaların ortaya çıkardığı kötüleşen yaşam koşulları ve büyük çaptaki eşitsizlikler, liberal demokrasinin süper zenginler tarafından ele geçirildiğini düşünen geniş yığınlar arasında hayal kırıklığı yaratıyor.

Küskün, hoşnutsuz kitleler (özellikle de gelecek endişesi yaşayan işsiz gençler) bu politikaları hayata geçiren ya da destekleyen merkez sağ ve merkez sol partilere güven duymadıklarından, faşist partilere ve hareketlere meyletmeye başlıyorlar ve bunların kitle tabanı haline geliyorlar. Yani ekonomik güvensizlik, kızgınlık ya da nefretin karışımıyla motive olan böyle bir kitle yeni faşizmin de kitle tabanını oluşturuyor.

Geçen yüzyılda olduğu gibi sokaklarda dolaşan eli sopalı, beli silahlı, “kahverengi” ya da “kara gömlekli” veya “siyah takım elbiseli” ırkçı-faşist çeteleri görmüyoruz belki. Ancak günümüzde bunların bazıları takım elbise giyip kravat takıyorlar, sarık takıp cübbe giyiyorlar, sakal bırakıyorlar, yasama, yürütme ve yargıda çok önemli pozisyonlarda bulunuyorlar. Kısaca sokaklarda görünür olmaktan ziyade, devlet aygıtını ele geçirmiş durumdalar.

Bunların bazıları sosyal medyada, internet sitelerinde tetikçilik yapıyor, hatta........

© T24