Kulislerden iki tartışma: Sürecin önümüzdeki ayları planlı mı; CHP’de İmamoğlu yeni bir yola yürür mü?
Diğer
16 Ocak 2025
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Meclis’te düzenlediği grup toplantısını YouTube’dan canlı izledim. 22 Ekim’de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin fiilen başlattığı (öncesinde Öcalan ile devlet yetkililerinin bir noktaya geldiği anlaşıldı) ‘barış-çözüm arayışları’ konusunda ilk kez pozitif, dediğini biraz daha somutlayan cümleler kurdu:
"Kayda değer bir mesafe alındı. Heyetin yaptığı temasların verimli geçtiğini, birkaç istisna dışında siyasi partilerin terörsüz Türkiye hedefine samimi destek verdiğini görüyoruz. Bu hedeflere ulaşılması noktasında önemli bir kazanımdır. Diğer aktörlerin de sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini söylemeleri, tarafımızdan memnuniyetle not edilmiştir. Gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan tüm Türkiye olacaktır. Örgüt bu çağrıya kulak tıkar, ipe un sererse, bağlantılı yapılar da kendilerinden beklenen iradeyi sergilemezse o zaman biz terörsüz Türkiye hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz."
Erdoğan ‘kayda değer mesafe alındı’ diyerek bir risk alıyorsa bu sadece heyetin getirdiği mesaj değil, geçen süreçte-halen, yapılan-yapılmaya devam eden görüşmelerin sonucu diye düşünülebilir. Bu görüşmeleri sadece Öcalan ile yapılan diye de düşünmemek gerekir. Nasıl Bahçeli 22 Ekim’deki çıkışını yapmadan önce belli bir noktaya gelindiyse, Erdoğan da ‘mesafe alındı’ derken sadece bugünün değil geleceğin de planlanmış olduğunu düşünebiliriz. Bu benim bir varsayımım mı, haklı sorusuna haber kaynaklarımla yaptığım görüşmeler diye yanıt verebilirim. Bir ucu 21 Mart Nevruzuna uzanan süreçlerden bahsedildiğini de duydum. Ayrıca Erdoğan’ın isimlerini saymadan İmralı’ya giden (Sırrı Süreyya Önder-Pervin Buldan), partilerle teması sürdüren (bu iki isme eklenen Ahmet Türk) ve ‘diğer aktörlerin sorumluluk bilinci’ göndermesiyle (Selahattin Demirtaş-Figen Yüksekdağ) memnuniyet belirtmesini de kayda geçirmek gerekiyor.
Sürece birkaç istisna dışında destek (CHP’den daha serinkanlı Yeniden Refah’tan, DEVA’ya Gelecek’e Saadet’e, TİP’e daha net, İYİ Parti’den Zafer Partisi’nden karşı) diyerek en azından şimdilik partiler bazında elde ettiği durumdan da hoşnut…
Peki şu an gidilen yol nereye çıkacak? İçeride demokratikleşme yolunda bir adım mı atılacak, yoksa elde edilen kazanım iktidarın mevcut gücünü tahkim için mi kullanılacak? Siyasi tutukluların durumundan, güçlülerin hukukuna neler değişecek hayatta? Bunların yanıtı şimdilik yok. Sadece kaygı ile izleme var.
Burada bir parantezi de........
© T24
