Bizim mahallede salyangoz
Diğer
17 Ağustos 2025
Bu yazıda, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışacağım.
Umarım beceririm!
Niye bu yazı derseniz! İki hafta sonra eylül ayına gireceğiz. Eski iklim koşullarına inanacak olursak, eylül yağmur ayıdır, salyangoz da bu ayın yiyeceğidir. Bu küçük kabuklu, yağmurla can bulan taze filizlerin peşine düşecektir. Ona mantarlar da eşlik edecek ve ortaya çok lezzetli yemekler çıkacaktır!
Salyangozun yendiğini ilk kez Hürriyet Yayınları’nda, ansiklopedi maddesi yazarken, Adnan Semih, Reşit Aşçıoğlu ve Doğan Hızlan’ın yemek sohbetleri sırasında öğrenmiştim. Öylesine ağız sulandırıcı şeyler anlatıyorlardı ki, bir yandan iğreniyor bir yandan da merak ediyordum. Adnan Semih, birkaç kez evde yaptığı salyangozları, sefer tasıyla getirdi. O dönemde yemeye cesaret edemedim!
Önce bir açıklama yapalım. Sümüklü böcek ile salyangozu birbirine karıştırmayalım. Salyangoz, evi, barkı olan bir hayvandır. Ürktüğünde, sırtında taşıdığı helezon şeklindeki kabuğunun içine saklanır. Sümüklü böcek ise salyangozun bir alt sınıfıdır. Başını sokacak, kendini koruyacak bir evi yoktur.
Yürürken geride bıraktıkları iz sümük değildir. Daha iyi yürümek (kaymak) için salgıladıkları yapışkan bir sıvıdır.
Salyangozu ilk kez yirmili yaşlarımda, Lyon'da yemiştim. Kız arkadaşım "eskargot" ısmarlamış, "sen de yemez misin?" diye sormuştu! "Yemem" demeye utanmış, hatta çok sevdiğimi söylemiştim. Gençlik insana neler söyletmiyor ki! Biraz sonra önüme, içinde çukurlar bulunan bir tabakta 12 tane salyangoz gelince ne yapacağımı şaşırdığımı hatırlıyorum.
Bu meret nasıl yenirdi acaba?
İlk hamleyi kız arkadaşımın yapmasını beklemiş, onu seyrederek, iki uçlu küçük çatalla salyangozun kabuğundan nasıl çıkarıldığını öğrenmiştim. Sarmısaklı bir tadı vardı. Sevmiş miydim, aklımda kalmamış.
Sonraki yıllarda, Fransa ve Amerika gezilerimde yedim. Yedikçe de çok sevdim.
Önce şunu belirtmekte yarar var. Bence salyangoz, hayvanların en temizi. Sadece........
© T24
