İlk taşı bu işi hiç yapmayan atsın!
Diğer
18 Kasım 2025
Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu
Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını önleme iddianamesinde dikkatimi çeken konu, “rüşvet” meselesi.
Devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı’nın 12 Kasım günü geçtiği haberlerden biri “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü iddianamesinde iş adamlarından rüşvet istendiği iddiası” başlığını taşıyor.
Gülaylar Grubu, 2018 yılında Ataşehir’de bir arazi satın almış ve Mehmet İlhan Gülay isimli kişi belediyeden bu arsa için yeni bir imar planı uygulanmasını istemiş.
İddianameye göre İmamoğlu, bu iş karşılığında 22 milyon dolar rüşvet istemesi için Yakup Öner’i görevlendirmiş.
İddianameden aktarıyorum:
“Örgüt elebaşı Ekrem İmamoğlu, mülk sahibi Mehmet İlhan Gülay’ın önemli bir iş insanı olması ve başvuruya konu arazinin değerli bir alan olması sebebiyle, şüpheli Yakup Öner’i müştekiden 22 milyon dolar rüşvet talep etmesi için görevlendirmiştir. Şüpheli Yakup Öner’in müşteki Gülay’a, örgüt elebaşı Ekrem İmamoğlu tarafından arazinin imar planında değişiklik ve arsa sahibine düşen payda artırım yapılması karşılığında yaklaşık maliyeti 22 milyon dolar olan otopark inşasının finansmanını üstlenmesi istenerek, rüşvet talebinde bulunulmuştur.”
Tuhaflık hemen dikkatinizi çekmiş olmalı.
İstenen şey, iş adamının talep ettiği imar değişikliğine karşılık bir otopark inşa etmesi.
Yani İmamoğlu’nun ya da herhangi bir belediye görevlisinin cebine giren bir para yok.
Belediye tarafından inşa edilecek bir otoparkın finansmanının sağlanması talebi bu.
İddianameye göre Gülay Bey bunu kabul etmemiş.
Bunun üzerine imar değişikliği için arazinin bir bölümünün kullanımının belediyeye bırakılması istenmiş.
Gülay Bey bunu kabul etmiş ve söz konusu arazinin bir bölümü için belediye lehine intifa hakkı verilmiş.
Burada da belediye başkanının ya da bir belediye görevlisinin kendilerine sağladıkları bir çıkardan söz edebilmek mümkün değil.
Savcılık böylece İmamoğlu ve arkadaşlarının “irtikap suçu” işlediğini iddia ediyor.
Savcı “rüşvet” suçlamasıyla yola çıkıyor ve ikinci paragrafın sonunda fikir değiştirip, bunun “irtikap” suçu olduğuna karar veriyor.
“İrtikap” suçu TCK’nın 250. maddesinde düzenlenmiş. Okuyalım:
“Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden (zorlayan) kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden........© T24





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein