Aralık 2025, vaziyet-i umumiye…
Diğer
29 Kasım 2025
Geçen yazılarımda epeyce farklı konulara değinmiştim, CHP’li konulara bu hafta sonundan sonra başlayacağım…
Bugün önemli konusu Fatih Altaylı’nın gazetecilik yaptığı için ceza alması... Fatih Bey değil sadece önemli olan, tüm medyadan bahsediyoruz.
Hukukçu değilim ama verilen “hükmün” (5 yıl hapis) son derece manasız olduğunu ben bile görebiliyorum.
Benim şahit olduğum ve tanıdığım hukukçuların hiçbirinin, başta kadim dostum Prof. Süheyl Batum olmak üzere, bu cezayı (hukukî açıdan tabii) anlamadıkları görülüyor. Yoksa hepsinin ifade ettikleri ya da katıldıkları görüş, konunun siyasi olduğu ve tamamen bir “gözdağı” yaratıldığı...
Kısaca, Altaylı’nın içeri alınmasına sebep 20 Ağustos’ta, günlük TV programında “yeri geldiği için” karşılıklı konuştuğu kişinin (Emre) bir sorusu üzerine, “...yakın geçmişe değil uzak geçmişe bak, bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Az buz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı... Suikast demeyelim de komploya kurban giden veyahut boğazlanan veya intihar etti süsü verilen Osmanlı padişahı...”
Bu sözler üzerine (galiba) önce, “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” sonrada tehditten TCK’nın 301 maddesi uyarınca göz altına alınıyor...
TCK 301, şöyle diyor; “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Yani failin muhatabı bu kişi ya da kurumlar olmalı.
Oysa, Altaylı’nın sözleri tamamen Osmanlı’yı anlatıyor, T.C. ile bir ilgisi yok. Bahsi geçen millet Osmanlı tebaası. Öte yandan sayın hakimler; T.C. Cumhurbaşkanı ile Osmanlı padişahlarını karıştırıyor olamazlar her halde? Şikayetçi o olduğuna göre, herhalde Sn. Erdoğan da kendini padişah sanmıyordur?
301/2 fıkrasına göre ise, bu sözler “fiili saldırı” kabul edilmiş, ceza beş yıla çıkmış...
TDK dahil; FİİLİ SALDIRI nedir, inceledim.
“Vücut bütünlüğü, sağlık, cinsel dokunulmazlık veya hareket özgürlüğüne karşı saldırılar şayet ‘fiili’ olarak yani doğrudan doğruya gerçekleştirilir ise fiili saldırı niteliğindedirler.
‘Fiili saldırı’ basın yoluyla yapılan sözlü ifadeleri kapsamaz.
Fiili saldırı terimi karşılaştırmalı hukukta da kullanılmaktadır. Fiil iki türlü gerçekleştirilebilir. Bir şeyi yaparak ya da yapmayarak. Bir şeyi yapmamak da fiziksel değişikliğe sebep oluyorsa hukuken fiil olarak kabul edilir.”
Bunları anlamak için Türkçe bilmek yeterli. Fiili saldırı için saldırganın (en azından) saldırıya uğrayana yakında olması gerekiyor. Sn. Cumhurbaşkanı’na bu derece yakınlaşma için onbinler ile ifade edilen korumaları, elektronik aletleri, bubi tuzaklarını falan geçmek lazım.
Peki hakimlerin sanıklara........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein