menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İddialı azaltım hedefleri, ETS’nin etkinliğini artırır

11 2
30.09.2025

Diğer

30 Eylül 2025

Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) pilot uygulaması, 2026’da hayata geçirilecek. 9 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren iklim kanunu ile getirilen ETS’nin ilk uygulama dönemi ise 2038’de başlayacak. Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, bu yöndeki yaygın eleştirilerin aksine ETS’nin bir ‘‘kirletme izni’’ olmadığını, aksine, şirketler tarafından yaratılan ve maliyeti çevreye ve topluma yüklenen kirliliğin ilk defa fiyatlandırılacağını aktarıyor.

‘‘ETS ile birlikte bu kirliliğin fiyatlandırılması, başta işletmeler olmak üzere kirleticilere, daha az kirletmek için bir motivasyon sağlayacak. Sera gazı emisyonlarını azaltmak için harekete geçmek durumunda kalacaklar,’’ diyen Uyduranoğlu, iki senelik pilot dönemin iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor ve ekliyor: ‘‘Şirketlerin bu sistemi anlaması çok önemli. Bu iki yıllık pilot dönemi bir geçiş süreci olarak görmeliyiz. Bir yandan iddialı hedefler koymalı, bir yandan da o iddialı hedeflere geçerken şirketlere ETS’yi çok iyi anlatmalıyız.’’

Türkiye’nin sera gazı azaltımı için iddialı hedefler koyması, ETS’nin arzu edilen sonuçları doğurabilmesi için büyük önem taşıyor. Bir karbon fiyatlandırma politikası olan ETS, maliyet etkin bir emisyon azaltımını amaçlıyor. Bu çerçevede Uyduranoğlu, ETS ile iklim hedefleri arasında iki yönlü bir ilişki olduğuna dikkat çekiyor: ‘‘İklim hedeflerine ulaşabilmek için, aralarında ETS’nin de bulunduğu birtakım politikaları hayata geçirmeniz gerekiyor. Diğer yandan ise ETS’nin etkin bir politika aracı olabilmesi için sera gazı azaltım taahhüdünün çok iyi tanımlanması lazım. Sera gazı emisyonlarının azaltılmasında ne kadar iddialı hedefler belirlersek, ETS’nin etkinliği de o kadar artar.’’

Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu’nun konuyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:

Sera gazı emisyonlarının fiyatlandırılması, iklim değişikliğiyle mücadelede en etkin yollardan biri. Burada da karşımıza hem literatürde hem de pratikte iki araç çıkıyor: Birincisi karbon vergisi, ikincisi ise emisyon ticaret sistemi (ETS). Dünya geneline baktığımızda, emisyon ticaret sistemi de karbon vergisi de aslında çok yaygın değil. (Dünya Bankası’na göre, küresel emisyonların yüzde 28’i, farklı ülke ve eyaletlerde bulunan 43 karbon vergisi ve 37 ETS ile regüle ediliyor.) Fakat iklim değişikliğine ilişkin gelişmelere, Paris Antlaşması'na ve Birleşmiş Milletler'in İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne baktığımızda, sera gazı emisyonlarının maliyet etkin yöntemlerle regüle edilmesi gerektiğine vurgu yapıldığını görüyoruz. ‘‘Maliyet etkin yöntemler’’ dendiğinde akla gelen iki fiyatlandırma aracı da, az önce bahsettiğim karbon vergisi ve ETS.

Türkiye’nin de iklim hedefleri ile üstlendiği yükümlülükler gereği azaltım sağlayabilmesi için sera gazlarını regüle etmesi gerekiyor. Bunun da en etkin yolu, bu iki karbon fiyatlandırma politikasından geçiyor. Türkiye’nin karbon vergisi yerine ETS’yi seçmiş olmasının nedeni ise Dünya Bankası ile yürütülen çalışmalarda elde edilen sonuçlar. Bu çalışmalarda ETS’nin daha etkili olduğu ve Türkiye için daha uygun olacağı sonucuna varmışlar.

Sera gazı emisyonları veya bu kirliliğe sebep olan........

© T24