menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hikâye denilen gerçek

23 14
18.05.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

18 Mayıs 2025

Sait Faik, Son Kuşlar adlı öyküsünde doğayı işaret ederek şöyle der: "Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.”

Ne baharda ne güzde, gökyüzünde esmer lekeler pek görülmüyor artık. Bunların en belirgin ve görülür olanı, leyleklerdi. Birkaç yıldır İznik Gölü'ndeki balıkçının dostu "Yaren leylek" gündem oluyor, geldi gelmedi haberleri ortalıkta uçuşuyor, hakkında belgesel film yapılıyor. Neredeyse turistik bir ögeye dönüştü. Onu izlemek için insanlar bölgeye gidiyor. Oysa yakın geçmişte, büyük şehirler neyse ama leylek kafileleri kasabalarda, köylerde bacaları doğal yuva beller, çalı çırpıyla donatırlar ve yaz boyu lak lak edip başta çocukların ilgisini çekerlerdi. Her yerde öyle midir bilmem ama Çanakkale yöresinde "hacı leylek" diye adlandırılırlardı, kışın güneye göç ettiklerinden. Çocukluğumda her bahar, aynı bacanın, aynı direğin üstünde görürdük onları. Kasabanın dekorunu tamamlayan doğal ögeydiler ve bizden biri gibi yaşarlardı birkaç ay. Köylerde, tarlalarda çalışanların yanı başında biterler, ürkmeden dolaşırlar, topraktan yiyecek toplarlardı. Kasabalarda da çoğu kez öyleydi, bazen sokaklara inerler; ince, uzun bacaklarıyla nazlı nazlı yürürlerdi; dedim ya, yarı kutsal sayılırlardı ve onlara bulaşmaya kalkan çocuklar........

© T24