menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MAX Türkiye'de: Küresel bir platform, yerel bir hikâye

15 1
22.04.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

22 Nisan 2025

Warner Bros. Discovery’nin Türkiye lansmanının ardından, BluTV’nin Max’e dönüşmesiyle birlikte platformun Türkiye’deki yeni içerik stratejilerini Warner Bros. Discovery Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Jamie Cooke ve Türkiye Başkan Yardımcısı, Yerli Orijinal Yapımlar, Ulusal Kanallar ve Dijital Platform Operasyon Lideri Deniz Şaşmaz Oflaz ile konuştuk.

Warner Bros. Discovery’nin küresel premium içerik platformu Max, bildiğiniz gibi, geçen hafta itibariyle Türkiye’de yayına başladı. Bu lansman aslında yerel içerik üretiminin küresel pazarlardaki gücünü de gözler önüne seriyor. Çünkü Türkiye Başkan Yardımcısı, Yerli Orijinal Yapımlar, Ulusal Kanallar ve Dijital Platform Operasyon Lideri Deniz Şaşmaz Oflaz’ın söylediği gibi bu yatırımın en önemli sebebi, yerli dizilerimizin globaldeki başarısı. Ancak izleyici için bu yeterli değil. Yeni platformların rekabetinde, izleyicinin ne izlemek istediğini anlamak artık bir algoritma değil, bir empati meselesi. Tüm diğer platformlar gibi Max’ten de beklentimiz bu yönde. Özellikle de “HBO” dizisi denince heyecanlanan kitlenin beklentisi haliyle büyük. Bu beklentinin ve Türkiye’deki hikaye anlatıcılık potansiyelinin farkında olan platform, belli ki sadece ekranlarda değil, Türkiye'nin hikâyelerinde de yer almayı hedefliyor. Hikâye, henüz başlıyor.

- Sizce bu iş birliğinin lansmanı için neden 2025 doğru zamandı?

Jamie Cooke: Bence küresel bir perspektiften bakarsanız, öncelikle Max ürününü piyasaya sürmemizin nedeni içerik tüketim şekillerinde yaşanan değişim. Bu alanda büyümemiz için büyük bir fırsat olduğunu görüyoruz. Ve dünya genelinde, bu tür içerikleri tüketmeye hazır nüfusa sahip pazarlar arasında Türkiye çok bariz bir hedef olarak öne çıkıyor. Küresel açıdan bakınca bu çok mantıklı. Bu içerikleri tüketecek insanlara sahip pazarlara baktığınızda, Türkiye çok gerekli bir seçim. Yani, küresel bakış açısıyla düşündüğünüzde, bu işin mantığı gayet net. Yerel bir perspektiften bakıldığındaysa, zamanlamasının çok önemli olduğunu sanmıyorum. Ama en baştaki vizyona dönüyor mesele: Çok kalabalık, rekabetin sert olduğu ve fiyatların çok önemli olduğu bir pazara girebilir ve her şeyi sıfırdan kurmaya çalışabilirsiniz - ki bu tüketici açısından da her zaman iyi olmayabilir. Çok fazla seçenek, çok fazla abonelik, insanlar neyi nereden izlediklerini bile bilmiyor ve bu ortamda herkesin hayatta kalması mümkün değil. O yüzden vizyonumuz her zaman güçleri birleştirmek yönündeydi. Bir rakip daha olmamıza gerek yok. Bugün Deniz’in sunduğu içeriklere baktığınızda ve HBO’nun ürettiği, Max içeriklerinin çoğuna yön veren yapımlarla ne kadar uyumlu olduklarını gördüğünüzde, bu iş birliğinin ne kadar isabetli olduğu açıkça ortaya çıkıyor. O yüzden ne zaman olduğu çok da önemli değil aslında.

- Çok güzel bir şey söylediniz, “yeni bir rakibe, yeni bir aboneliğe daha gerek yok”. Ama yerel içeriklerin global içerik sisteminde kaybolma riski var. Global beğeni düzeninde yerel kimlik arasında nasıl bir denge kuracaksınız?

Deniz Şaşmaz Oflaz: BluTV abone tabanımızda biz bu dengeyi zaten uzun süredir kurmuş durumdayız. Bir süredir HBO içeriklerini getiriyorduk. Ortaklığımız........

© T24