Düğün de cenaze de insanla olur! Araksi Çitçiyan’ın ardından
Diğer
24 Nisan 2025
Ordu Ermeni cemaatinin büyüğü, sevgili Araksi Çitçiyan’ın Paskalya bayramının ikinci günü yani Merelots’ta Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda 40 duası vardı. Hikayesini 24 Nisan’da yazmanın daha anlamlı olacağını düşündüm çünkü soykırımdan asla sağ çıkılamaz. Fiziki olarak kurtulabilirsiniz, ama zihniniz ve ruhunuz sonsuza dek işkence çeker. Çehov: “Yazarın görevi bir durumu en gerçekçi şekilde anlatmaktır; öyle ki okur göz ardı edemesin artık onu…” der. Ama ben yetim bırakılmış bir halkın çocuklarına merhametle bakan bir orta sınıf hümanist olarak: “Hadi anlat bakalım, ne acılar yaşadın, ne hissediyorsun, bir yerde olmamak nedir?” ajitasyonuna girmeyeceğim. O yüzden son görüşmemizde anlattıklarını onun dilinden aktarmak en doğrusu. Hafızası son ana kadar öyle berrak ve temizdi ki hepimize ışık oldu. İstanbul’da beraber olup uzun uzun konuşmak tek tesellim. İçimde kalanlar da var tabii, mesela; Ordu Ermenilerinden İmast Mazmanyanla Araksi Çitçiyan yakın arkadaşlardı ve onları buluşturmak çok istedim ama sağlık durumları buna müsaade etmedi.
Doğup büyüdüğü Ordu Ermeni mahallesini onunla beraber adımlamak da çok isterdim ama olmadı. Bugüne kadar görüştüğüm tüm aileler Araksi Teyze için şöyle dedi: “Düğünler, cenazeler onsuz olmaz!” Bana da bir gün konuşurken: “Düğün, cenaze insansız olmaz oğlum!” demişti. Bu söz başlık olsun istedim, çünkü bu sözün alt okuması, zaten bir elin parmağı kadar kalan Ordu Ermeni Cemaatini yalnız bırakmamak, derleyip toplamak üzerine söylenmiş bir söz. Araksi Teyze’nin elinin değdiği, zor gününde yanında olduğu kişilerden nice hikayeler dinledim, bunları da aktarabilirim ama biz onun 100 yıllık yaşam hikayesine dönelim ve Araksi Teyze’den dinleyelim kendi hikâyesini:
“Ben bugün Zaferimilli Mahallesi olarak geçen Ordu Ermeni Mahallesi’nde, 1926 yılında doğmuşum. Esas doğumum 5 Mart ama nüfus kağıdımda 15 Mayıs olarak geçer. Annem Ordu Ermenilerinden Lusik Dertliyan. Annemin babası Avedis, Ulubey’in Kadıncık Köyü’nden, Annemin annesi, yayam Marta Dertliyan ise Sayaca Köyü’nden. Terzi Karabet ve Yervant Dertliyan da dayım olur. Biz 4 kız kardeşiz, en büyükleri benim, sonra Koharik; o vefat etti. Ondan sonra Bayzar; babam tehcirde ölen babaannemin ismini ona koydu ve en küçüğümüz ise Fransa’da olan Karzuhi. Allah sizin sevdiklerinize ömür versin.
1915 Ermeni Tehciri’nde yayam Marta, dedem Avedis annem Lusik, dayılarım Yervant ve Karabet sürgüne gitmekten Ordu’nun bir dağ köyünde, tanıdıklarının yardımıyla saklanarak kurtuluyor. O süreçte aileye Araksi isminde bir bebek de ekleniyor. 1915 Ermeni Tehciri’nin 2. yılında artık koşullar saklanmalarına müsaade etmiyor ve Dertliyan ailesi Ordu’nun Gürcü ailelerinden olan Özel ailesinde Hüsnü Efendi’den çocuklarından iki oğluna dönene kadar sahip çıkmasını istiyor. Bunun üzerine Hüsnü Efendi, Avedis’in iki oğlunu Yervant ve Karabet’i himayesine alarak aile tehcirden gelene kadar saklıyor. Büyükbabam Avedis, yayam Marta, annem Lusik ve daha bebek olan Araksi Bitlis’e doğru yola çıkıyorlar. Yolda susuzluktan ölüyor Araksi. Büyükannem çok üzülürdü, doğunca bana onun ismini vermiş. Bitlis’te geçen 3 yıllık esirlik sürecinin sonunda büyükbabam Avedis ile yayam Marta ve annem Lusik Dertliyan yaya olarak önce Trabzon’a geliyorlar. Yol iz bilmiyorlar orada ama onları Agop Efendi (Çitçiyan) tanıyor ve onun vasıtasıyla bir motorla denizden Ordu’ya geliyorlar. Bu sırada Ordu’da Hüsnü Efendi’ye emanet ettikleri oğulları Yervant ve Karabet zanaatı sebebiyle tehcire yollanmayan Nalbant Mıgır Usta’nın (Kalyonciyan, soyadı kanunu sonrası Danış) yanında çırak olarak çalışıyorlarmış. Daha sonra dayım Yervant ve Karabet Dertliyan Ordu’nun en iyi terzileri oldular. Ermeni Tehciri’nden sonra bu sefer de 1919 -1922 Rum Kırımı’nda büyükbabam Avedis’i Amasya’da kurulan İstiklal Mahkemesi’nde hiçbir suçu günahı olmamasına rağmen asıyorlar. Ziyan olup gidiyor. (Pontos’ta kurulan İstiklal Mahkemeleri değişik tarihlerde değişik adlarla anılmıştır. Resmî olarak isimleri Sivas İstiklal Mahkemesi ve Samsun İstiklal Mahkemesi olsa da bu iki mahkemenin adı birçok belgede Amasya İstiklal Mahkemeleri olarak geçer. Bu kurumlar mahkeme değil, savaş ve ihtilal gibi özel durumlarda........© T24
