Denizden baban çıksa yer misin?
Diğer
19 Temmuz 2025
Bu cümle, bir tür kendini aşmışlık, damak olgunluğu, hatta neredeyse bir ermişlik göstergesi olarak kullanılır. “Deniz mahsullerine o kadar bayılıyorum, o kadar seviyorum ki öyle seçici biri değilim, bana denizden gelen her şey candır,” demenin sanki daha Akdenizli bir versiyonu.
Asıl ironik olan ise şu:
“Denizden babam çıksa yerim” diyenlerin büyük bölümü, balığın yanına salata sipariş ederken bile “soğan olmasın lütfen” diye not düşer. Yani denizle barışları bir yere kadardır. Derin su ürkütür onları.
Türkiye’de en yaygın sahne şudur: Masada “daha önce deniz kestanesi yemiştim, bayıldım” diyen biri beş dakika sonra levreğin kılçığını çıkaramadığı için garsona “bunu fileto yapamaz mıydınız?” diye söylenmeye başlar. Yapabilirdik ama o senin baban da olabilir, biraz kılçıklı bir adamdı kabul et!
"Denizden babam çıksa yerim" cümlesini kuranların büyük çoğunluğu, menüde “ahtapot carpaccio” görünce garsona “Bu çiğ mi şimdi?” diye soranlardır. Deniz kestanesi gördüğünde korkan, çiğ istiridyeye yüzü ekşiyen, midye dolmayı sadece Eminönü nostaljisiyle yiyebilen ama bir balıkçıda görünce “ben midyeye güvenemiyorum ya” diyen bir nevi şehirliliktir aslında. Bir gün gerçekten denizden babası çıksa “bu adam ne kadar süre suyun altındaydı bana bir söyler misiniz” diye önce garsona bir sorar!
Bir şehirli balık sever için kalamar tava iyidir, kızartma olduğu için tanıdık bir lezzettir, hele yanında tarator varsa… Ama kalamar ızgara yiyemez mesela, sevmez. Neden, diye sorsan bilmez. Ben söyleyeyim,........
© T24
