menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ünlülük ve politik direniş: Halkın yükünü paylaşmak

12 6
04.04.2025

Diğer

04 Nisan 2025

Michael Jordan’ın meşhur sözünü bilir misiniz? 1990’da Güney Carolina’da yapılan seçimlerde ırkçı cumhuriyetçi aday Jesse Helms ve siyah demokrat aday Harvey Gantt karşı karşıyadır. Seçimin sonuçları ülkedeki politik gidişatı belirleyecek, Jordan’ın ağzından çıkacak bir cümle milyonlarca insanı etkileyecek güçtedir. Jordan konuşmaz. Neden konuşmadığı sorulduğunda: “Çünkü Cumhuriyetçiler de spor ayakkabı alır” der. Kendi ekonomik çıkarlarının halkın iyiliğinden üstün olduğunun net ve acımasız bir ifadesidir bu.

Bizim de Jordanlarımız var ama hiçbiri bu kadar net değil. Onlar 19 Mart’ı izleyen günlerde ses çıkarmamayı, günler sonrasında gençliğe hitabe görseli gibi öznesiz mesajların ardına sığınmayı, veya “Çocukları serbest bırakın,” “Bayramda şeker de yiyebilsinler” tadında risksiz paylaşımlar yapmayı tercih etti. Bu isimler halkın büyük tepkisini çekti, boykot listelerinin, takipten çıkma hareketinin özneleri haline geldi. Jordanların aksine ses çıkaran, direnişe destek olan ünlüler de az değildi. Onlardan bazıları da duruşlarının bedelini göz altına alınarak veya işlerini kaybederek ödedi. Peki ünlüler direnişin neresine düşüyor? Konuşmamaları neden bu kadar acıtıyor, konuşmaları neye yarıyor?

Öncelikle şunu söylemek lazım. Her şeyin yolunda gittiği ideal bir dünyada herkes işine gücüne bakmayı, siyasete bulaşmamayı isteyebilir. Protesto hakkı ana sütü gibi anayasal olmakla beraber, kimsenin ortada bir sebep yokken akşam vakti sıcacık evinden çıkıp sokaklarda bağırmak gibi zevkleri muhtemelen yoktur. Ama demokratik süreçlerin tehdit altında olduğu ülkelerde kimsenin politik olmama gibi bir ayrıcalığı da yoktur. Bağımsız medya, özgür sivil toplum ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı coğrafyalarda ünlüler, geniş kitlelere ulaşabilme ve hegemonyaya karşı halkın sesini duyurma gücüne sahiptir. Servetlerini ve ayrıcalıklı hayatlarını halkın desteği ve satın alma gücü sayesinde elde eden isimler, günü geldiğinde de halkın yanında durmalı, arkasında kalkan olmalı.

Bu “satın alma gücü” tanımını açalım. Zira sessizliği eleştirilen isimlerden Cem Yılmaz ‘ın bir iddiası var. Yılmaz, “Beni boykot etmek istiyorsanız küçük bir bilgi; ben bir şey satmıyorum sevgili kardeşim” yazdı konuyla ilgili attığı tweette. Yılmaz bisküvi veya kahve satmıyor doğru. Ancak sanatçılar veya........

© T24