menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç efsanenin son sözleri

21 29
13.10.2025

Diğer

Konuk Yazar

13 Ekim 2025

Jane Goodall, Diane Keaton, Robert Redford

Karanlık bir stüdyo, hareketli kameralar var ama kameraman yok, Jane Goodall pelüş şempanzesi Bay H ile yakışıklı sunucunun elinden tutarak geliyor, oturuyor, küçük bardaktan viskisini yudumluyor, son sözlerini söyleyeceği bu son söyleşide sesini açmak için içtiğini, alkolik olmadığının altını çiziyor…

Netflix‘in geçtiğimiz günlerde başladığı ‘Son Sözler’ dizisi, önemli insanlar ile öldüklerinden sonra yayınlanmak üzere yapılan söyleşilerin ilki.

Kaosa boğulduğumuz bugünlerde insanın temel özelliklerini anlayabilmek, hayatın ve insanın basitliğini kavrayabilmek, kibirli ve ahmak olduğumuz için basit yaşamayı kendimize yediremediğimiz bu gezegenin üstündeki serüvenimizin sonuna geldiğimizi fark edebilmek için mutlaka izlenmesi gereken bir söyleşi.

Tarzan‘ın yanlış Jane’e aşık olduğunu esas Jane ‘in kendisi olduğunu söyleyen Goodall’ı 1 Ekim’de kaybettik. Onu Afrika’da ormanlarda yıllarca tek başına yaşayarak gözlemlediği şempanzeler ve hayvanlar üzerine yaptığı belgesellerden, yazdığı kitaplardan tanıdık, nam-ı değer Doğa Ana olarak.

Doğal hayatın korunması ve araştırılmasına yönelik organizasyonları ile dünyanın en önemli bilim insanlarından biri kabul edilen primatalog, etolog ve antropolog Goodall insanların kalbinde öyle mübarek bir yer edindi, öyle bir kültürel ikon oldu ki ona dokunmak bile şeref sayıldı.

1934 yılında Londra’da doğan Jane, 1960 yılında henüz 26 yaşındayken Kara Kıta olarak bilinen Afrika ‘da Tanzanya ‘ya giderek ormanda tek başına şempanzeleri gözlemeye başlamıştı.

Şempanzeler ile DNA’mızın .7 ortak olduğunu düşünürsek insan olarak davranış kotlarımızı, ilkelliğimizi anlamamız kolaylaşabilir.

Defalarca gözyaşları içinde izlediğim son sözlerine gelirsek:

"-Bu söyleşi yayınlandığında ölmüş olacağım, bana kimse bir şey yapamaz yani…

Her şeyin ve herkesin birbirine bağlı olduğunu anlamamız gerekir.

-İkon oldunuz diyorsunuz, bu nasıl oldu gerçekten anlamadım. İki tane Jane var, biri ikon diğeri ben. İkon olan benim için muamma. Bu kadar sevilmemin sebebi sanırım bana güveniliyor olması. Bir keresinde Havaalanında yaşlı bir çift bana doğru geldi, kadın ‘size dokunabilir miyim?’ dedi. Ben şok, isterseniz el sıkışalım dedim.

-Annemin hayvan sevgimi anlamaya çalışması, beni yüreklendirmesi, desteklemesi hayatımın en büyük şansı oldu.

-Gezegene herkesin ama herkesin bir görev ile geldiğini düşünüyorum. Bu görevi anlayabilir ya da anlayamaz, alabilir ya da alamaz ama herkes görevli. Ben görevimi yaptığımı düşünüyorum.

- Ormanda yıllarca tek başına olmaktan niye sıkılayım, doğada izlenecek hep çok şey var. İzlenmemesi beni şok ediyor aslında. Bir keresinde Havaalanındayım iki küçük serçe, kız erkeğe kur yapıyor, erkek de dişisine yaranmak için yere düşmüş bir yemek kırıntısını kapıp ona vermek istiyor, o sırada bir adam cep telefonuna bakarak ve kırıntıya basarak ilerliyor, neyse ki oğlan kırıntıyı kapıp kıza ulaştırmayı başarıyor. Bakarsanız izlenecek o kadar çok şey var ki. Bu 10 dakika sürdü mesela.

-Sevmediğim insanlar var mı? Var tabii, Musk’ın uzay gemisine bindirip bu dünyadan yollamak istediklerim Trump, Putin, Başkan Xl, Netanyahu ve Musk ‘ın kendisini de tabii .

-Güç gösterisi alfa olmak demek değildir. Sabır ve anlayarak ilerleyenler kazanır uzun vadede.

-Savaş çıkarmak, saldırganlık… 1970’lerden başlayarak saldırganlığın varoluşsal olup olmadığı tartışıldı. Şempanzeler üzerine yıllarca yaptığım gözlem ve DNA’mızın ortak olduğuna bakarsak saldırganlığın doğamızdan geldiğine eminim. Ama burada en önemli şey saldırganlık bulaşıcıdır, böyle olmak zorunda değiliz ayrıca hayat göstermiştir saldırganlık işe yaramıyor.

-Kendi yaşam dilimimde 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en........

© T24