menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Maden mühendisi Hürriyet Demirhan: Soma bir kaza değil, planlı bir ihmalin adıdır!

15 1
22.05.2025

Diğer

22 Mayıs 2025

Soma’daki kömür madeninde çıkan yangın sonucu 301 işçi hayatını kaybetti. Aradan geçen on yılın ardından, bu facianın yalnızca duygusal ya da siyasi değil, aynı zamanda teknik sorumluluğuna da bakmak gerekiyor. Maden mühendisi ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası üyesi Hürriyet Demirhan, olayın tüm teknik boyutlarını ve yapısal çöküşün nedenlerini adım adım anlatıyor. Demirhan’a göre Soma, yalnızca üretim hırsının değil, bilerek alınmayan önlemlerin ve sessiz kalınan sinyallerin toplamıydı.

- Soma faciasının temel teknik nedeni neydi ve bu felaket gerçekten önlenebilir miydi?

Temel neden gerekli yatırım ve alt yapı çalışması yapılmadan, sadece daha fazla kâr edilmesi için üretimin zorlaması idi. (2013 yılı için programlanan üretim 1.500.000 ton, gerçekleşen üretim 3.566.456 ton.)

Bunun beraberinde, mahkeme sorgularından ve bilirkişi raporlarından elde edilen bilgiler şöyle sıralanabilir:

Bu maddeler arttırılabilir.

- Özelleştirme ve taşeronlaşma, Soma’daki iş güvenliği ihmallerini nasıl körükledi?

1980 sonrası izlenen politikalar sonucunda, kamu işletmelerinin üretici fonksiyonları gerilerken siyasi arpalık haline dönüştürüldüler. Gerekli yatırımların yapılmaması sonucu üretim ve hizmet kaliteleri bilinçli olarak düşürüldü. Zarar eden ve bütçeye yük olan KİT’ler ile devam etmek veya bunların özelleştirilmesi seçenekleri topluma sunuldu.

Özelleştirme ve beraberinde gelen taşeronlaştırma ile topluma daha verimli işletmeler, daha yüksek istihdam, modern teknolojik yatırımlar, bütçeye yük olmayacak işletmeler vb. vaat edildi.

Anılan vaatlerin gerçekleşmemesi bir yana özelleştirme, taşeronlaşma, yap-işlet-devret gibi neoliberal politikalar, topluma çok büyük ekonomik yükler getirdi.

Ekonomik yapıda bunlar yaşanırken işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşananlar felaketti. İş cinayetleri, işçilerin soykırımına uğradığı süreçlere dönüştü. Soma’da, Ermenek’te, Dursunbey’de, M. Kemalpaşa’da, Karadon’da, Şirvan’da, Amasra’da maden emekçilerinin yaşamlarını yitirdi. İş cinayetlerinde, kamu eliyle işletilen maden ocakları, özelleştirilen sahalardan geride kalmadı. Daha fazla kâr elde etme tutkusu kamuya da sıçradı ve cinayetlerde artık kamu veya özel sektör ayrımı kalmadı.

Özelleştirme ve taşeronlaşma uygulamaları sonucu sektörde çalışan emekçilerin ücretleri ve sosyal haklarında ciddi gerilemeler yaşandı. İş güvenceleri yok edildi, örgütlenmeleri engellendi, sendikal haklar rafa kaldırıldı. Sendikalaşmak isteyen pek çok işçi işinden, ekmeğinden oldu.

- Soma davasında bilirkişi raporları ne kadar etkili oldu ve kamu görevlilerinin yargılanmasındaki gecikmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Soma katliamı konusunda hazırlanan bilirkişi raporları kamuoyunu (bence) yeterince aydınlatmıştır. Katliamın sorumluları ve alınmayan önlemler konusunda doğru tespitler yapılmıştır. Bu raporlar sayesinde işverenin işçilerin güvenliğine yönelik alması gereken ya da aldığını söylediği önlemlerin alınmadığı veya yeterli olmadığı belgeler ile kanıtlanmıştır.

Kamu görevlilerin yargılanması (genelde Çalışma Bakanlığı iş müfettişleri) geç de olsa olumlu bir gelişmedir. Bu gibi davalarda genellikle yargılanma izini verilmemektedir. Adı geçen müfettişlerin hazırladığı denetim raporları kamuya açılmalı ve incelenmeleri sağlanmalıdır. Gecikme konusu genel adalet sistemimizden kaynaklanmaktadır, diye düşünüyorum. Hatalı denetim ve çözümlenmeyen eksiklikler ile ilgili sorumlular yasalara uygun olarak cezalandırılmalıdır.

- Soma’dan sonra Türkiye’de maden güvenliği ne kadar iyileşti, yoksa hâlâ aynı riskler mi var?

Soma katliamından sonra işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda........

© T24