menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Bazen beş, bazen 50 kişi olduk ama eylemlerimizi inatla sürdürdük": Kamile Çiftçi, Soma’da kadınların hafızasını ve dayanışmasını anlattı

11 16
18.05.2025

Diğer

18 Mayıs 2025

301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciası sadece bir iş cinayeti değil, aynı zamanda kadınların örgütlenme hafızasında derin bir iz bırakan bir toplumsal kırılmaydı. Olayı duyar duymaz Zonguldak’tan Soma’ya gelen Kamile Çiftçi, önce komşularının cenazelerine yardım etti, sonra bir kentin yasına, direnişine ve örgütlenmesine öncülük eden kadınlardan biri oldu. Sosyal Haklar Derneği’nin kuruluşundan Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın büyümesine kadar süregelen bu mücadelede, kadın emeği çoğu zaman görünmez kaldı ama vazgeçilmezdi. Kamile Çiftçi ile 10 yılı bulan mücadeleyi, kadınların bu sürece nasıl damga vurduğunu ve Soma’nın bugününü konuştuk.

- Soma’daki faciayı ilk duyduğunuzda neredeydiniz? O an ne hissettiniz, nasıl bir refleks gösterdiniz?

Zonguldak’taydım. Olayı duyar duymaz yola çıktım. Madenlerin özelleşmesi ile 2000 yılında farklı bölgelere dağılan Somalı madenci ailelerden biriyiz. Abim madende çalışıyor. Tanıdıklarım vardı burada.

- Soma’ya ulaştığınızda sizi nasıl bir manzara karşıladı?

Geldiğimizde Soma’da kaos vardı. Çok sayıda insan yardıma gelmişti. Devrimciler de vardı, “Bu olaylar Allah’tandır” yazılı bildiriler dağıtan cübbeliler de. Sürekli sela ve ambulans sesleri duyuluyordu. Soma’nın psikolojisi çok kötüydü. Herkes o acıyı farklı biçimlerde yaşıyordu.

- O günlerde çok hızlı bir toplumsal tepki gelişti. Siz bu sürecin içinde nasıl yer aldınız?

Evet, Türkiye’nin her yerinden insan gelmişti. Biz o an kendimizi protestolarda, eylemlerde bulduk. Herkes dahil oldu. Planlı bir süreç değildi. Maden işçileri de eylemlerdeydi.

- Bu eylemsellik neden zamanla azaldı sizce?

İlk haftalardaki yoğunluk yavaş yavaş azaldı çünkü buradaki maden şirketleri ve sarı sendika çok güçlü. İnsanlar işten atılma korkusu yaşamaya başladı. Tabii o süreçte bir sürü insanla tanıştık. Spor salonunda toplanan çok sayıda avukat vardı. Onlarla bu süreçte tanıştım. Soma için bir şeyler yapmak fikrine psikolojik olarak ikna oldum. Tanıştığım insanların çok iyi işler yaptıklarını, mücadele ederek insanların haklarını savunduklarını gördüm. Süreç de etkiledi. Soğuk hava depolarına gidip komşumuzun yakınını bulmasına yardımcı oluyorduk. Hastane bahçelerinde annem yemek götürüp bekliyordu. Ailecek, mahallece somut bir dayanışma vardı.

- Olayın ardından kurumsal yapıların sürece müdahil olmasıyla nasıl bir yön değişimi........

© T24