Etiket
Diğer
05 Kasım 2025
İstanbul Filarmoni Orkestrası konseri, AKM
Galiba iki hafta önceydi, AKM’de Denizbank’ın desteklediği, İstanbul Filarmoni Orkestrası konserine gittik, ilk yarı sonunda koşarcasına kaçtık.
Neden? Yıllardır yerleştirilemeyen klasik müzik dinleme adabı yerle bir olmuş, kreşendolarda müzik hızlanıp dinleyicilerin kalp atışı yükseldikçe bu, dinleyicilerin yoğun ve bilinçsiz tezahüratına yol açmıştı.[1] Bununla da kalmamış; konser salonu alkış ve ıslıklar yanında bağrışmalarla esaslı bir karakter değişikliğine uğramış, güreş, boks spor arenasına dönmüştü. İcra edilen artık yüzyıldan yaşlı bir konçerto değildi.
Yazık, ama kime, öteki dinleyicilere, yani bizlere mi, orkestraya mı (belki onlar da artık umursamıyor, işlerini bitirmeye bakıyorlar), yoksa adı tarihte ve konser programında kalmış besteciye mi?
Aralarında önemli sayıda genç dinleyici bulunan kitle, futbol, basketbol, voleybol maçına veya mahalleden bir arkadaşlarının askere gitmesini kutlarmışçasına keyif alıyorlardı. Bizim bu “eğlence”yi takdirden aciz olduğumuz için, hoşnutsuzluğumuzu belirtip ayrılmamızı hayretle karşılıyorlardı. Ben böyle durumlarda fevkalade rahatsız oluyorum, çünkü en başta dikkatim dağılıyor. Sahnedeki sanatçılar profesyonel olsalar dahi aynı dikkat dağınıklığına hedeftir.
Konserin yöneticisi olan şef aslında yalnız orkestrayı değil, dinleyicileri de yönetmek durumunda, nitekim önemli şeflerden Daniel Barenboim, yurt dışında bir konserde buna müdahale etmiş, yersiz, zamansız alkışlayan seyirciyi susturmuştu. Önemli konser salonlarının bulunduğu yerlerdeki bilinçli müzik dinleyicilerine imrenmemek mümkün değil.
Ülkemizde sık sık klasik müzik konserleri düzenlenen ve artık tarihte kalan çağdaş dönemin güzel günlerinde, Robert Kolej ya da Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Konser Salonu’nda harp konseri verildiğinde, sanatçı Şirin Pancaroğlu konserin başında şu uyarıyı yapmıştı: klasik müzik eseri takım elbise gibidir. Pantolon, yelek, ceket bir araya geldiğinde takım tamamlanır. Klasik müzik de böyledir, bir eser çeşitli bölümlerden oluşur. Ama öteki bölümlerden bağımsız değildir. Bunu görmezden gelerek, heyecana kapılıp alkışlamak parçanın bütünlüğünü bozmaktadır.
Konser tamamlanınca mı alkışlanmalı, yoksa aralarda, dinleyiciyi “heyecanlandırıcı” bölümlerin sonunda da alkışlanabilir mi? Ünlü piyanist Arthur Rubinstein 1966’da dinleyicinin dilediği yerde takdirini alkışlayarak göstermesini engellemek barbarlıktır demiş. A. Rubinstein AKM’deki barbarları görse ne derdi acaba? Gustav Mahler, klasik müzik konserlerinde tezahüratın serbest olmasına karşı çıkanlardan.
Erken dönemlerde Bach, Beethoven, Haydn, Brahms gibi besteciler, dönemin aristokratlarının, prenslerin, daha sonra sanayicilerin siparişi üzerine beste yapıyordu. Bazen kendiliklerinden bazı olayları kınamak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon