menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Proje okul

690 148
16.04.2025

Gerikafalı öğretmenler tarafından yönetilen, tutucu, bağnaz, toplumsal değişimlere sıkı sıkıya kapalı, eğitim denilen kavramı yasaklardan, disiplin yaptırımlarından, cezalardan ibaret gören, öğrencileri cendereye sokan, öğretmeyen ezberleten, asık suratlı bir liseydi.

Sınıf, etüt, yatakhane üçgenine sıkıştırılan mutsuz öğrencilerin, daracık monoton hayatı, okula tayin edilen yeni edebiyat öğretmeniyle bir anda değişti... Bu genç öğretmen, öbür öğretmenlerin aksine, ders kitaplarını boşvermelerini, klişeleşmiş düşünce kalıplarını unutmalarını, baskı altındaki fikirlerini özgürleştirmelerini, gencecik hayatlarını dolu dolu yaşamalarını, gençliklerini ıskalamamalarını öğütlüyordu. Üniversiteyi kazanmaktan başka hedef gösterilmeyen, sınav kazanmaktan başka amacı olmayan öğrencilerine, diplomanın her şey demek olmadığını anlatıyordu. Sizin gelecek planlarınıza başkaları değil, siz, kendiniz karar verin, kendi geleceğinize dair kendi hayalleriniz olsun diyordu. Mahalle baskısına sakın boyun eğmeyin, sizden illa olmanızı istedikleri kişi olmayın, sadece kendinize kulak verin, kendiniz olun diyordu. Size anlatılanları olduğu gibi kabullenmeyin, farklı farklı açılardan bakın, kendiniz anlayın, kendiniz kavrayın diyordu.

Öğrencilerini bu perspektifle edebiyatın büyülü dünyasına davet etti, nitelikli edebi eserlerle tanıştırdı, hem beyinlerine, hem yüreklerine dokunmaya başladı.

Okudukça bilinçlenen, okudukça özgürleşen öğrenciler, bu devrimci öğretmenden aldıkları ilhamla, bir dernek kurdular. Elbette okul yönetiminden gizliydi. Bu derneğin çatısı altında buluşuyor, kendilerine dayatılan toplumsal kalıplardan uzaklaşıyor, ebeveynleri tarafından aykırı bulunan fikirleri alabildiğine tartışıyor, kendilerini keşfediyorlardı.

Ama... Bedel ödemeden özgürlük kazanılamıyordu. Öğrencilerdeki bu değişimi en önce aileleri hissetti. Çocuklarına diktikleri tek tip gömleğin dar geldiğini fark etmeye başladılar. Höt zöt bir baba, yoldan çıktığını (!) düşündüğü, otoriteye başkaldıran oğlunun kaydını okuldan aldı, çok daha katı, çok daha disiplinli bir okula göndermeye kalktı. Maalesef... Oğlan canına kıydı. Yeniden cendereye girmektense,........

© Sözcü