Yaşı elverenler Kaptan Cousteau’yu bir zamanlar TRT’de yayınlanan meşhur belgeselden hatırlayacaktır. Fransız Denizbilimci Prof. Jacques Cousteau, Calypso teknesiyle oşinografik seyahatlere çıkmış, bilim heyetiyle yeryüzünün hemen her kıyısını incelemiş ve ülkemizin Güney Batı Anadolu kıyıları için şu nitelendirmeyi yapmıştı: “İşte, dünyadaki cennet burası...”

Marmaris ise bu eşsiz doğal güzellikler diyarının gözbebeği.

İstanbul ve Antalya destinasyonlarının ardından Türkiye’ye en çok turistik döviz girdisinin olduğu ilçemiz. Kuşkusuz ünlü bir turizm merkezi olmasının temel kaynağını bu doğa harikaları sağlıyor. Yani doğa yoksa turizm de yok. Turizm yoksa iş ve aş da yok. Turistik değerinin ötesinde, ekolojik sistemin devamı açısından da yörenin titizlikle korunması gerekiyor.

★★★

Gelin görün ki Marmaris’in bu harikulade habitatı rant hırsına kurban ediliyor. ARENA’nın soruşturmacı gazetecilerinden Gökmen Ulu’nun tespitleri ve haber mutfağımıza getirdiği görüntüler tüm ARENA ekibini dehşete düşürdü. Doğrusu, ülkemizde görülmedik bir il bırakmamış, dünya çevresinde de tam bir tur atmış gazeteci olarak, bunca yıllık meslek hayatımda böylesine acımasız bir doğa kıyımı ve hukuk tanımazlıkla karşılaşmamıştım.

★★★

Olay yeri, ilçenin İçmeler Mahallesi, Kızılbük Koyu...

Emin Hattat adlı iş insanı vakt-i zamanında burada 170 dönümlük yer almış, 1993 yılında otel inşaatı başlatarak doğanın kalbine ilk hançeri saplamış. Kaba inşaatı tamamlanan yapı, 1996’da mühürlenerek senelerce atıl kalmış. Zira 2005’te hazırlanan mevzi imar planıyla Kızılbük’te yapılaşma yasaklanmış. 2009’da Hattat, iki parselden oluşan tapulu arazisini, üstündeki mülkle birlikte Sinpaş adlı şirkete satmış...

Sonradan AKP’nin ilgili bakanlıklarından şirketin projelerine yol verilmiş ama yerel yönetimden gereken izinler, dönemin CHP’li Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar’dan geçmemiş. Üstün kamu yararını gözeten ve hukukun gereğini yerine getiren Acar, bu vahşi yapılaşmayı........

© Sözcü