Bir Ulusun En Büyük Devrimi
Tarih, bazı günleri sadece bir tarih olarak değil, bir dönüm noktası olarak yazar. Bugün 28 Ekim… Yarın, bu milletin kaderini değiştiren günün yıldönümü. 29 Ekim 1923, bu milletin yeniden ayağa kalktığı, yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden yeni bir devlet kurduğu gündür.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu, tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşıyordu. Türkiye toprakları işgal altındaydı. Devlet çökmüş, ordu dağılmış, halk yorgun, fakir ve çaresizdi. Ülkede düzen kalmamış, umut neredeyse tükenmişti.
Okuryazarlık oranı yüzde 10’un altındaydı. Kadınlarda bu oran yüzde 1 bile değildi. Okullar yetersizdi, çoğu köyde hiç yoktu. Ama tam bu dönemde, askeri yenilgilerden değil, halkın içinden doğan bir irade ortaya çıktı.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, bağımsızlık için sadece bir savaş değil, aynı zamanda bir yeniden doğuş mücadelesi başlattı. Bu mücadelenin en önemli yanı, sadece toprakları değil, düşünme biçimini de değiştirmesiydi. Çağın gerisinde kalmış bir toplumu yeniden inşa etme hareketiydi. Savaş meydanlarında kazanılan zafer, kısa sürede bir yönetim anlayışına dönüştü. Egemenlik artık bir kişinin değil, halkın iradesine aitti.
Cumhuriyet’in ilanı, yalnızca bir yönetim değişikliği değildi. Halkın, yüzyıllar sonra ilk kez kendi geleceği hakkında söz sahibi olmasıydı. Bu millet ilk kez kendi geleceğine kendisi karar verdi. Kadınlar toplumsal hayata katıldı, eğitim herkesin hakkı oldu. “Bir harf devrimiyle ne değişir ki?” diyenler, birkaç yıl içinde milyonlarca insanın okur yazar olduğunu gördü. Köy Enstitüleri........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d