MAHİR’i hapiste öldürünce!
19 Mart günü gözaltına alındı. 23 Mart günü tutuklandı. Silivri Cezaevi’ne kondu. 26 Mart akşamı şiddetli baş ağrısı ile “yüksek tansiyonu” onu hapishanede hücresinde yakaladı. Devlet hastanesine kaldırıldı. 1 gün sonra taburcu edildi. Yeniden hapishaneye kondu.
★★★
29 Mart günü tansiyonu yine ölüm riski sınırı olan 24’e çıktı, tekrar hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakım servisine alındı. Kalbine giden damarlarında tıkanma var; 6 stentle yaşadığını savcılara da anlattı. 30 Mart sabahı kalbine giden damarların görüntüsü çekilip anjiyo yapıldı. 31 Mart sabahı taburcu edildi, yeniden hapishaneye kondu.
★★★
Kaçacak hali yok.
Kaçarsa üstüne atılan suçlamaları kabul etmiş ve halkın gönlünde kurmuş olduğu yeri yıkmış olur.
Niçin kaçsın?
Avukatı ve kardeşi aracılığıyla kendisine iftira atıldığını, kara çalındığını, lekelenerek şerefli yaşama hakkının elinden alınmak istendiğini anlatıyor.
★★★
Mahir Polat’ı hapiste öldürünce “İstanbul sevgisini rüşvete dönüştürüp yandaş işadamı zenginleştirmenin ağır lekesi” unutulur mu? Unutturmak isteseniz bile tarih; o arazi üzerinden yapılan büyük soygunu toplumun hafızasından kazıyıp siler mi?
★★★
Hani bir arazi vardı!
İstanbul’da yeşil alan.
Fatih Belediyesi mülkünde olan bu yeşil alan statüsündeki arazi üzerinde yapılaşma izini yoktu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iktidar partisi AKP’nin elindeyken onun başkanı Kadir Topbaş’ın damadı işadamı, bu yeşil alanı yine iktidar partisi AKP’nin yönetimde olduğu Fatih Belediyesi’nden 13 milyon dolara satın........
© Sözcü
