Türk milliyetçiliği geleneğinde cumhurbaşkanına hakaret olmaz
- Sayın Özdağ 109 gündür Silivri Cezaevi’nde tek kişilik hücrede kalıyorsunuz ve 11 Haziran’daki duruşmanızı bekliyorsunuz. Ancak 29 Nisan’da, gözaltına alınmanıza neden olan “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla ilgili yapılan duruşmada savunmanızı gerçekleştirdiniz. Önce o savunmanızı sormak istiyorum. Genel kanı, Erdoğan ile sert bir polemik kuracağınız yönündeydi. Oysa siz siyasi tarih dersi verdiniz, neden?
Evet, savunmamın şaşkınlık yarattığının farkındayım. Ancak benim Antalya’da yaptığım konuşma, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a bir cevaptı. Dolayısıyla savunmam da yine AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a verilmiş bir yanıttır. Erdoğan, Mersin’de yaptığı konuşmada, “Ülkemizin ilk 80 yılına, asırların yorgunluğuyla, Birinci Dünya Savaşı’nın yükü altında kalan Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin sancıları damga vurmuştur” dedi. Bu noktada Erdoğan haklı; “asırların yorgunluğu” ifadesi doğrudur. Ben de savunmamın büyük kısmını, bu asırların yorgunluğunun nedenleri üzerine kurdum. 4 bin yıllık Türk tarihinin ilk 3 bin yılı İslamiyet öncesi dönemdir. İslamiyet’le birlikte bugünkü milli kimliğimiz şekillenmiştir. Türk milleti yaklaşık 1000 yıl boyunca birleşik Hristiyan Avrupa’ya karşı kendini savunmuştur. 1071’den 1683’e kadar Türk ilerleyişi ve zaferleri kesintisiz sürmüştür. Bu dönem, tarihin en büyük zafer yüzyıllarından biridir. Ancak bu zaferler bile Türk milletini yormuştur. 1683’te büyük geri çekiliş başlamıştır. 1071’den 1683’e kadar ilerle, ardından 16 yıl birleşik Avrupa’ya karşı savaş ve yenilgi. 1699 Karlofça Antlaşması ile Osmanlı yenilgiyi kabullenememiş, “Bir yanlış oldu” demiştir. Fakat geri çekilme ağıtlarla 1921’de Sakarya kıyılarına kadar devam etmiştir. İşte “asırların yorgunluğu” bu 238 yılda ağırlaşmıştır. Üstelik İlber Ortaylı’nın ifadesiyle........
© Sözcü
