Ekonomi yönetimindeki paniğin hikayesi
Piyasalarda, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan şok devam ederken, ekonomi yönetimi kötü bir sınav verdi. Yönetim çarşamba günkü yüklü döviz talebine hazırlıksız yakalandı. Bu nedenle üç günde 25 milyar dolar satmasına rağmen, kurlardaki artışı engelleyemedi.
Döviz talebi durdurulamayınca, Merkez perşembe günü art arda, üç ayrı kararla, kötü gidişatı engellemeye çalıştı. Önlemler yetmeyip cuma günü rezerv kaybı devam edince, bu kez Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cuma akşamı banka genel müdürlerini iftara çağırdı.
Şimşek iftar yemeğine girmeden, akşam saatlerinde, 3 aylık likidite bonosu ihracı yapılacağı duyuruldu. “Çiller dönemi yüzde 400 faizle bilinen” likidite bonosu, program başlarken konuşulmuş ama kabul görmemişti, şimdi mecbur kalındı.
İmamoğlu’nun gözaltına alınması belki sürprizdi ama özellikle Merkez Bankası’nın sabah piyasalarda yaratacağı etkiye karşı önlem almak için zamanı vardı. Merkez Bankası talimatı ile kamu bankalarının döviz satışlarını yaptığını biliyoruz. Kamu bankaları normal bir günmüş gibi, yabancı bankalarla döviz hatlarını düşük tuttular. Önceden limiti artırmadıkları için, kısıtlı bulabildikleri döviz içerideki talebe ancak 1-2 saat yetti.
Döviz girişi durunca, piyasalardaki panik havası büyüdü, kurlardaki artış yüzde 10’ları aştı. Öğlen saatlerinde, büyük ihtimalle özel bankaların hatlarını kullanıp yeniden döviz girişi sağlandı ama geç kalınmıştı. Yaklaşık 10 milyar dolarlık rezerv erimesine rağmen akşam kurlardaki artış hâlâ yüzde 4 seviyesindeydi.
Piyasalardaki şokun ikinci günü olan perşembe günü döviz........
© Sözcü
