Türkiye’yi ilgilendiren jeopolitik gelişmeler-2
Bir önceki yazıda (28 Şubat 2025) Trump’ın ABD’yi yeniden “mega” yapabilmek adına birtakım adımlar attığını, bunun dünya ölçeğinde jeopolitik gelişmelere yol açacağına değinmiştik. Adımlar şimdilik ekonomik ve göçü önleme boyutlarıyla öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde Rusya’yı Çin’den koparma arayışının hızlanacağına ve Ukrayna-Rusya Savaşı'nı bitirmek için çabalamasının geri planında bu tercih etken olduğuna yer vermiştik. Bu durumun AB’nin özellikle küllenen Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) alanında arayışa sevk edebileceğini, bunun da Türkiye’yi yakından ilgilendireceğine temas etmiştik.
Ukrayna Devlet Başkanı’nın aynı gün Trump’ı ziyareti esnasında Beyaz Saray’da yaşananlar ve ardından meydana gelenler, AB liderlerinin sadece Ukrayna yanında tutum almasına neden olmadı, aynı zamanda AGSK ekseninde arayışlarına tanık olmamızı sağladı.
Londra’da yapılan toplantıya Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da davet edilmesi bu tutumun en net göstergesiydi.
Baştan ifade edelim: AB Türkiye istiyor diye ilişkiyi geliştirmez, mecbur kaldığı koşullarda yani kendi istediği zaman ikili arasındaki ilişkinin doğasında değişmeler olacaktır. Bunun için AB ileri gelenlerinin stratejik körlükten çıkması birinci koşuldur. Bu konuda bir kıpırdanma var ama nasıl şekilleneceğini kestirmek zordur. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, Avrupa için, “Açık ve mevcut bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu” uyarısında........
© Sözcü
