menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GELİN KIZ’A,GÜL,KİRAZ..!

8 19
19.07.2025

Çünkü Lise sıralarında okuyorken(1972-75), Boyumuzdan ve başımızdan büyük sevdalarımız vardı. Birtakım mahrumiyetler içinde okurken, doğduğum topraklara, ata baba diyarına daha yararlı hizmetlerde bulunmak, bu toprakları çok ilerilere taşımak gibi bir ülkümüz vardı. Okuyacak, “adam” olacak ve doğduğum toprakların mutluluğu için çalışacaktım.

Kazan çok hızlı gelişiyordu. Göç patlaması yaşanmaya başlamıştı. Kazan hızla değişiyor ve kozmopolit bir yapıya doğru ilerliyordu. Yıllar önce bir kitap okuyordum ( ŞİFRE KIRICI. Tuncer Günay. Ankara. 2004) Kitabın 289. sayfasında tesadüfen memleketimle ilgili satırları görünce müthiş duygulandım. Yazar Tuncer Günay aynen şu şekilde yazmıştı.

“Yeni evimizden ve bilhassa üst katımızda oturan ev sahibimizden çok memnun kalmıştık. Benim yaşadığım bütün sıkıntıları yaşamış olan, halden anlayan, anlayışlı bir ev sahibiydi bu. Pek çok kereler işlerini batırmış, çıkarmış, tükenmiş ama yeniden ayağa kalkmış, benim gibi pek çok aile buhranı yaşamış bir insandı. Mümkün olduğu kadar bizleri huzursuz ve rahatsız etmemeye önem veren, kendiişlerine bakan, açgözlü olmayan, üç beş kuruş için gönül kırmayan, Ankara efendisi bir ev sahibiydi bu. Köklü, atadan Ankaralı, Ankaralılığını hissettiren ve yaşayan bir yerliydi. Zaten aile Ankara’nın Kazan ilçesindendi. Kazan köklü bir Oğuz -Osmanlı yöresidir. Bu nedenle olsa gerek, basit ve mütevazı yaşamlarına rağmen, ev sahibim de gizli bir Osmanlı terbiyesi ve ruhu gözlemliyordum. Yıllardır pek çok lanet, vicdansız ve merhametsiz ev sahiplerine rast geldiğimden ve bu yüzden çok ıstırap çektiğimden, yeni ev sahiplerinin değerini gerçekten çok iyi biliyordum. Yeni ev sahibimizden çok memnunduk”. İşte bu satırlar beni çok duygulandırmıştı. Kazan insanını asaletini ortaya koyan bu satırlar beni........

© Sonsöz