menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cemal Süreya Parkı’nda Matisse’in Dansı ve Zeytin İsyanı!

12 1
24.07.2025

“Ölüm geliyor aklıma birden ölüm

Bir ağacın gövdesine sarılıyorum…”

Cemal Süreya, Ölüm

Bir park… Ünlü şairimizin adıyla.

Bir dans… Ünlü ressamın tablosu.

Bir başka dans… Halay! Tüm memleketin oynadığı.

Bir ağaç… Zeytin! Her dem yeşil kalan, 2000 yıl yaşayan.

Bir yazı… Okuduğunuz! Hepsini bulabileceğiniz, hatta tablo, çiçek veya başka ağaçlarla da bağlar kurabileceğiniz…

Park ikizkenar üçgen formunda.

Biliyor musunuz, ‘müselles-i mütesâviyü'ssâkeyn’ demem gerekirdi!

Ulu Önder Türkçe ‘ikizkenar üçgen’ diye adlandırmasaydı! (Diğer sözcükler için ‘Kaynaklar’daki bağlantıya göz atabilirsiniz.)

Parkın üçüncü kenarında, arada caddeyle, kapalı pazar alanı var.

Pazar alanını bilmede yarar var!

Burası organik ürünlerden, ikinci el kıyafete, belli günlerde çeşitli pazarlara mekân oluyor.

Bir de Türkiye’nin en büyük antika pazarına ev sahipliği yapıyor. Her ayın ilk pazar günü…

Parkın diğer ucu, yine arada caddeyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nin bahçesine komşu.

Unutmadan!

Kelebek çalısı, parkta temmuz sıcağında açmış tek çiçek olarak harikaydı.

Parkın girişinde 3 servi ile birer akasya ve at kestanesi solda, ikişer servi ile bir at kestanesi sağda yer almışlar.

Parka adım attığınız, yarım metrelik mermer kaide üzerinde, ünlü şair Cemal Süreya karşınızda.

Ünlü şairin Ankara'daki tek heykeli. (Yazının başındaki üçlü fotoğrafta görebilirsiniz.)

Heykele imza atan Heykeltıraş Remzi Savaş. Heykelin etrafında dolaşıp, yapanın adını aramış, bulamamıştım. İmdadıma Heykeltıraş Aslan Başpınar yetişti. Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.

Hep düşünürüm, ‘Ankara’da yaşayan şairler parkı’ yapılsa, içi o şairlerin heykelleri ve şiirleriyle donatılsa.

Bir de ‘Fotoğraf Şiiri’ var biliyorsunuz.

Zafer Parkı’nda çektirdikleri fotoğraf için Melih Cevdet Anday’ın yazdığı.

‘Ben, Orhan, Okyay, bir de Şinasi’ diye anlattığı…

Biliyor musunuz, Büyükşehir Belediyesi, fotoğrafın çekildiği yere, o fotoğrafın heykelini yapmayı düşünüyor.

Yapılınca…

Ankara’nın fotoğraf çektirme noktalarından biri olacağına eminim.

Her blokta 3, Süreya’nın toplam 12 şiiri sağda-solda, eşit dağılmış formda.

Yazıları yazan, şairin soyadını ‘Süreyya’ olmalı diye düşünmüş olmalı.

Yazıların hazırlanması sırasında sorumlu da dikkat etmemiş demek ki.

Ama şairin sevenleri hataya göz yummamış.

Bir iddia sonucu kaybedilen ‘Y’, yazılmış ama özenle silinmiş.

‘Y’ konusunda okuma yapmak isterseniz kaynakçada iki bağlantı var…

Havuz, heykelin arkasında.

Ahşap köprüsü, havuzun daralan bölümü üzerinde.

Havuzun sol tarafında adacık, adacık ortasında bir dut ağacı, sağda fıskiyeler var.

Fıskiyeler serinlik hissi veriyorlar.

Bir de fıskiye raporu verelim! Üçü çalışıyor, biri bozuk, bir diğeri bozulmak üzere. İlgilisi, yetkilisine bazı ağaçlarda da böcekler olduğunu hatırlatarak...

Parkta bir yabani elma ağacı var.

Sanırım kuruyacakmış, kesilmiş.

Şimdilerde kurumaktan vazgeçmiş olmalı, dallar çıkarmaya başlmış.

Sanırım sevildiğini hissetmiş. (Yazının başındaki üçlüde, en sağdaki fotoğraf.)

Parkta, koşu ve yürüyüş için parkur, pergolalı oturma........

© Sonsöz