Fotoğraf ve Boşluk
Fotoğraf, çoğu zaman gözümüzün gördüğünü kaydetmekle sınırlı bir eylem gibi düşünülür. Oysa fotoğrafın asıl gücü, görünmeyeni, söylenmeyeni, eksik bırakılanı yansıtmasında gizlidir. Kadrajın içindeki boşluk, aslında fotoğrafın nefes aldığı alandır. Tıpkı bir şiirdeki suskunluk, bir müzik eserindeki es, bir cümlenin ortasındaki duraklama gibi… Boşluk fotoğrafı tamamlayan değil, onu var eden unsurlardan biridir.
Hayatın kendisine baktığımızda da boşlukların ne kadar belirleyici olduğunu görürüz. Sessizlik olmazsa sözün, gece olmazsa gündüzün, duraklamalar olmazsa yolculuğun anlamı kalmaz. İnsan, çoğu zaman boşlukla karşı karşıya geldiğinde huzursuz olur; çünkü boşluk bir yüzleşme alanıdır. İçimizi dolduran seslerden, kalabalıklardan uzaklaştığımızda, kendi benliğimizle baş başa kalırız. Fotoğraf da tam bu noktada bize bir ayna tutar: Kadrajın içinde bırakılan boşluk, aslında izleyiciye kendi içsel boşluğunu hatırlatır.
Psikoloji, boşluğun insanda çoğu zaman kaygı uyandırdığını söyler. Fakat aynı zamanda yaratıcılığın ve düşünsel derinliğin de boşluktan doğduğunu unutmamak gerekir. Fotoğraf, bu boşluğu zarif bir şekilde görünür kılar. Bir portrede yüzün yanındaki boş alan,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon