Pax Americana, Lacoste ve Kalaşnikof kızartma
15 Ağustos 1984’ün akşam saatlerinde Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçeleri “Abdullah Öcalan'ın emir ve talimatıyla” PKK’lılarca basıldı. Eruh'a saldıran grubun başında Mahsun Korkmaz, Şemdinli'ye saldıran grubun Abdullah Ekinci vardı. PKK militanlarının hedefi karakollar ve askeri lojmanlardı. Saldırıda ölenler, yaralananlar oldu. PKK’lılar iki ilçeyi kısa bir çatışmanın ardından ele geçirdi, ilçe meydanlarında, yöre kahvehanelerinde halka hitap etti, cami minarelerinden propaganda yaptı.
15 Ağustos PKK için “ilk kurşun günü” veya “diriliş bayramı”dır. O tarihten beri kutlanıyor. Kim ne derse desin artık bir milattır.
Yeni Türkiye’nin de milatları var. 15 Temmuz’a yaklaşıyoruz, örnek. Bu bırakma töreni neden o güne denk getirilmedi bilinmez ama mutlaka AKP konuyla ilgili bir sürpriz hazırlamış olmalıdır. İktidardaki beklenti bu barışın o günün ertesinde yapılan atılıma benzer bir yeni atılıma vesile olması. MHP’yi katarak söylüyorum, artık PKK ile AKP’nin milatları yakınlaşıyor, ortaklaşıyor. Dünkü küvette silah kızartma gösterisinin ilk anlamı budur.
***
Barış her durumda iyi ama savaşın “efradını câmi ağyarını mâni” bir bilançosunu çıkarmadık henüz. Bir iddiaya göre savaşın ülkeye beşerî bedeli 15 bin faili meçhul cinayet. Bir kısmının tanığıyım; onlarca gazeteci arkadaşımız bu savaşın acımasız ortamında katledildi. “Susurluk Olayı”nın fonunda bu savaş var. Devlet PKK’nın Kürt kökenli uyuşturucu kaçakçılarınca finanse edildiği kanısındaydı. 90’lı yılların başında onları bertaraf etmek, yerine ülkücü mafyayı oturtmak için harekete geçti. MİT ve Emniyet içinde oluşturulan çeteler Kürt kökenli uyuşturucu kaçakçılarını ve mafyayı teker teker kaçırıp öldürdü.
Böylece uyuşturucudan elde edilen büyük servetler el değiştirdi. O sırada bal tutan kamu görevlileri de parmaklarını yaladı. 12 Eylül darbesi ile hukukta, adalette, anayasal düzende, siyaset ikliminde başlayan çürüme bu operasyonlar nedeniyle hızlandı. Devlet için kurşun atan mafyanın kahraman, uyuşturucu satanın vatansever sayıldığı bir dönemin kapısı böyle aralandı. Laik devlet artık Kürt bölgelerinde dini bildiriler dağıtıyor, halkı İslam’a davet ediyordu. Laiklik işe yaramamıştı, sorunu Sünni İslam çözecek, Kürtler böylece isyanından vazgeçecekti. Uyuşturucu kaçakçılığının, inancın, milliyetçiliğin, kuralsızlığın, hukuksuzluğun, suçun birbirine karıştığı bir uğursuz iklim işte böyle yaratıldı. Bir hesaba göre 41 yıllık savaşın parasal maliyeti de 2 trilyon dolar civarında. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın; insani, iktisadi, sosyal açıdan çok büyük bir kayba denk geliyor bunlar. Savaş ülkeyi çürütmüştür.
***
Peki 11 Temmuz neyin miladı? Birincisi Suriye ile ilgili. ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Suriye Kürt güçlerinin Suriye’de oluşturdukları derme çatma cihatçı devlete katılması için canla başla çalışıyor. Açıklamalarına göre, silahlı YPG için tek yol Şam hükümetinin bir parçası olmak. Bu amaçla bu silahlı gücün bağlı olduğu SDG’ye 130 milyon dolarlık bir yardım paketi de hazırladı. Ama bütün bu çabaya rağmen ABD Suriye merkezi hükümet ile Kürtler........
© soL
