menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şark İklimi

15 3
06.04.2025

Birbirine benzemeyen günlerden geçiyoruz. İçimde bir burulma ve bu burulmaya karışan ince bir sevinç, sevince eşlik eden çiçeğe durmuş bir umut; acı bahar Nisan’ı müjdeliyor. Hep söylenildiği ve Tanpınar’a atıf yapıldığı üzere bu ülke, çocuklarının kendisinden başka bir şey düşünmesine müsaade etmiyor. Narsist bir sevgili gibi, huysuz bir çocuk gibi, üzerine titrenen bir evlat gibi yüzüm hep ona dönük. Bana hep yetersizlik duygusu yaşatıyor, bunu fark ediyorum epeydir. Öyle kendisiyle meşgul olmamı istiyor ki çevremdeki güzelliklerin ayırdına varamıyorum, anında beni hırpalıyor, bana zulmediyor, beni kahrediyor. Yetersizlik duygusu elimi kolumu bağlıyor, “şıvgalarımı kırıyor.”

Çaresizim.

Birbirine benzemeyen günlerden geçiyoruz. Her şey birbirine karışıyor, her şey bu karmaşa içinde kendi yatağını bulacakmış gibi görünüyor, ne dersiniz?

Günler yavaş yavaş uzuyor.

“Günler gelip geçmekteler,
Kuşlar gibi uçmaktalar.”

Diyor şair yüz yıllar öncesinden ve aynı duyguyu avcuma hapsederek usulca uzaklaşıyor. Günler gelip geçiyorlar. Kuşlar gibi uçuyorlar. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin günü yakaladığı o ân ile geçmiş zamanların Beyazıt’ı, 1950’lerin sonundaki öğrenci olayları ve giderek 1960 Darbesi’ne uzanan sürecin anlatıldığı Vedat Türkali’nin “Bir Gün Tek Başına” romanı, romanın kahramanı Günsel… Ekranda öğrencilerin sel olup aktığı o ânı gördüğümde aklıma hemen Günsel geliyor. Sahaflar, Beyazıt, Çorlulu Ali Paşa… Hafıza bir tuhaf kutu… Nereden ne çıkacağı hiç belli olmuyor, hem de hiç.

Hop oturup hop kalktığımız günlerde başlıyor Diyarbakır yolculuğum. Ankara’dan çıkıyoruz yola. Türkiye’nin kalbine belalı bir bayram yolundan sağ salim gelince içim ferahlıyor. Sonra içimin ferahlaması içimi daraltıyor. Hep aynı suçluluk ile hayran olduğum şehr-i Ankara’da kendimi daha güçlü duyumsuyorum. Sanki Cumhuriyet sırtımı sıvazlıyor, memleketimi seviyor olmak gözlerimi yakıyor. Ankara Garı’ndan başlayan yolculuk Kurtalan Ekspresi ile Diyarbakır’da bitecek. Toplumsal bellekteki acı hatırlayışlar peşimi........

© soL