Bahçeli’nin ayarları
Komisyonun arifesinde Bahçeli CHP’ye ve İYİ Parti’ye gereken ayarları verdi. Sonunda doğru yola girdiği için takdir ettiği CHP ikide bir koşul öne sürmekten vaz geçmeliydi. Diğerleri zaten MHP’nin döküntüleriydi… Bugün Bahçeli’yi ve son ayarlarını konuşalım biraz…
Türkiye siyaseti Devlet beyin rolünü artık içselleştirmiş olmalıdır. Onu anlamayan sınıfta kalır! Kuralın istisnası olarak bir tek “komisyoncu sol”un özrünü kabul edebiliriz. Bahçeli’nin kurdelasını kestiği yola soldan girenlerin, gözlerini ve kulaklarını kapatıp sadece, bağrış çağrış, ağızlarını kullanmaları anlaşılır bir durum. Böyle yapmazlarsa kimi, nasıl sağcılıkla suçlayabilirler ki? Ama Bahçeli’nin rolünü gürültüye getiremezler.
* * *
MHP’nin kökleri, Nazilerin komünizmi süpürme operasyonunun eşlikçisi olarak Ankara’ya da Turan promosyonu vaat ettiği 40’lı yıllara dayanır. Savaş sonrasında “Amerikancı Türk milliyetçiliği” yeni bir akım olarak CIA strateji imalathanelerinde kurgulandı…
Hareket kendisinden çok daha köklü bir karşıdevrim kaynağını oluşturan şeriatçılık ile bir süre ayrı yollardan yürüdü. İlk tarihsel bütünleşme 1960’ların sonlarında sağlanacaktı. MHP’nin ilk dönem seküler milliyetçiliğinden yeterli kuvvet çıkmıyordu. Türkiye’nin sola dönüşünü durdurmak için, belki asıl dinci gericilikten kan almak gerekiyordu.
Elbette siyasal İslamcılığın bütünü devşirilemezdi. Alpaslan Türkeş, partisinin eksenlerinden birini alenen sola karşı silahlı mücadele haline getirmiş ve stratejisini darbe hazırlığı olarak netleştirmişti. Bu aynı zamanda kendine ait bir iktidar perspektifinden yoksunluk anlamına da geliyordu. Milli Görüş hareketi bundan tatmin duyamazdı. Erbakan 74’te Ecevit’e, 75’te Demirel’e koalisyon ortağı oldu. MHP de Milliyetçi Cephe hükümetlerinin vazgeçilmeziydi, ama misyonu bir yolu açmaktan ibaretti. Bu açıdan Türkeş’in 12 Eylül mahkemelerinde “fikirlerimiz iktidarda ama…” diye hayıflanması anlamsızdır.
Darbe, iki akımın nikâhını tazelemeye yaradı. İşkence tezgahları çalışırken Kenan Paşa elinde urganla değil Kuranla miting kürsülerine çıkıyordu. Rejimin resmi ideolojisinin adı Türk-İslam senteziydi.
Ancak Türkiye bir türlü dengeye gelmedi. Sabah akşam “80 öncesine mi dönelim” diyen düzene,........
© soL
