menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyasetsiz müzik, Türkiye’siz Eurovision olur mu?

21 17
17.05.2025

Milyonlarca kişinin final gecesinde televizyona kitlendiği, Avustralya’nın bile ülkedeki hayran kitlesinin baskına dayanamayıp katılmak zorunda kaldığı Eurovision Şarkı Yarışması’nda bayrağımız 2012’den beri dalgalanmıyor. Türkiye’yi en son Can Bonomo “Love Me Back” şarkısıyla temsil etmiş, ondan bir sene önce de Yüksek Sadakat’ın bir zoru başararak yarı finalde elenmesi üzerine bayrağımızı yarışmayı kazanan Azerbaycan sahneye taşımıştı.

2011’in şampiyonu Ell ve Nikki, Türk bayrağıyla sahnede

Fakat bu seneki Eurovision yarı finalini artık katılmadığımız için TRT’den değil Youtube üzerinden izleyenler performanslarla halk oyu sonuçlarının açıklanması arasındaki kesitte ekranda sürpriz bir şekilde “Türkiye” yazısının belirdiğini gördü. Geçen sene Sertab Erener İsveç’teki Eurovision yarı finalinde 2003’te yarışmayı kazanan şarkısı “Every Way That I Can”i seslendirmiş, Türkiye yarışmaya gayriresmi de olsa göz kırpmıştı, fakat bu sefer böyle bir performans da söz konusu değildi.

Geçen sene yarışmayı Nemo’nun kazanması üzerine ev sahipliğini üstlenen İsviçre ekibi, yarışmaya ruhunu veren başlıca unsurun hayranlar olduğuna kanaat getirmiş ve farklı ülkelerdeki Eurovision hayranlarının hayatının kısa bir belgeselini çekmişti. Yarı finalde mikrofon uzatılan bu dört hayrandan biri de Türkiye’den Burak Koytaş’tı. Her sene evinde Eurovision izleme partisi düzenlemenin de ötesinde Burak, Eurovision evreninin aktif bir üyesi; çıkan şarkıları yorumluyor, sanatçılarla söyleşiler yapıyor, büyük ihtimalle ezbere bütün Eurovision şarkılarını söyleyebiliyor.

Burak’ın Eurovision yarı finalinin bir parçası olarak kaçak yollardan Türkiye’yi Eurovision’a döndürme çabası tekil bir örnek değildi. Nitekim geçen senenin şampiyonu İsviçreli Nemo’nun “The Code” şarkısı da tam da Eurovision’dan kısa bir süre önce Türkiye’de gündem olmayı başarmış, O Ses Türkiye’nin favori yarışmacılarından Funda Kayacık yarışmada Nemo’nun şarkısını seslendirdikten sonra Nemo’dan düet teklifi almış ve ikili yarışmadan kısa bir süre önce Instagram’dan düetlerini yayınlamıştı.

Eurovision’ı kazanan ilk “non-binary” (kendini ikili cinsiyet kategorisiyle tanımlamayan) şarkıcı olan Nemo, binlerce kişinin izlediği bu düetten yine kısa bir sonra dünyanın 2025’te çok daha kötüye gittiğini ve dayatılan “kodları kırmak” söylemi üzerine kurgulayarak kendi hayat öyküsünü anlattığı bu şarkıyı bugün olsa yazamayacağını açıklamıştı.

Fakat Nemo’nun geçen sene verdiği tek mesaj cinsiyet üzerine değildi; Nemo, Yunanistan, İrlanda, Portekiz, Hollanda gibi ülkelerin temsilcileriyle birlikte İsrail’e en çok tepki gösteren sanatçılardan biriydi. Nitekim bu sene de İsrail’in savaş suçu işlediğini ve yarışmadan diskalifiye olması gerektiğini söyledi, bildirilere imza attı.

Zira İsrail geçen sene olduğu gibi bu sene de Eurovision’ı ortadan ikiye bölmüş durumda.

Mevzu İsrail

İsrail bu sene de 7 Ekim saldırısını dolaylı yoldan işleyen siyasi bir içerikle sahnede. 7 Ekim’den sağ kurtulan Yuval Raphael’in “Yeni Bir Gün Doğacak” şarkısıyla temsil ettiği İsrail, geçen sene “Fırtına” adlı bir şarkıyla yarışmaya katılmış, şarkının sözlerindeki “Ekim” vurgusu nedeniyle organizasyon sözleri değiştirtmiş; bütün yarışma boyunca Eden Golan’ın yuhalanması, tepki görmesi medyanın ilgisini çekmişti.

Geçen senenin aksine bu sene İsviçre, yarışmanın kurallarını esneterek izleyicilerin İsviçre’de yasal kabul edilen bayrakları açmasına izin verdi; bu nedenle arenada bol bol Filistin bayrağı dalgalanıyor. Fakat arenadan aktarılanlara göre Filistin bayrakları çeşitli bahanelerle içeri alınmamaya........

© Serbestiyet